Esas No: 2017/1697
Karar No: 2017/10686
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/1697 Esas 2017/10686 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki projeye aykırılıkların eski hale getirilmesi, alacak, kat malikleri kurulu kararının iptali, mimari projede tahrifat olup olmadığının tespiti davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 gün 2015/9818 E-2015/14192 K sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 1055 ada, 1 parseldeki 6 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın onaylı mimari projesinde tahrifat yapıldığını, örneğin sığınağın depo ile birleştirilip depo haline getirildiğini, ilk projedeki iki deponun kapıcının kullanımına ayrıldığını, sığınağın kömürlük alanına taşındığını, öndeki depo alanının genişletildiğini, sahanlığın daraltıldığını, mutfak ve banyo alanlarının kaydırıldığını ve tadil edildiğini, deponun miktarının 33,5 m2 olması gerekirken fiilen 56,3 m2 olduğunu, mimari projede olmadığı halde bodrum kata inişe demir kapı yaptırıldığını, bu sebeple mimari projelerdeki tahrifat ile halihazırdaki onaylı mimari projeye aykırılıkların tespit edilerek eski hale getirilmesi gerektiğini, 25/12/2009 tarihinde toplantı yapıldığı halde çağrısının ve alınan kararlarında tarafına gönderilmediğini, anılan toplantı ile gönderi kayıtlarının ve gönderim makbuzlarının, yine 13.01.2008 tarihli toplantının gönderi kayıtlarının mahkemece istenmesini, 2009 yılı Kasım ve Aralık ayları için fazladan 498 TL yakıt bedeli ödediğini, ayrıca yöneticinin fazladan huzur hakkı bedeli aldığını, anılan bedellerin iadesi gerektiğini, binadaki asansör boşluğuna 23.03.2008 tarihinde alınan karar uyarınca asansör yapıldığını, yönetimin asansör bedelini 38.000 TL olduğunu, 8 nolu daireninde 15.000 TL katkıda bulunacağını bildirdiğini, asansörün arızalı olması sebebiyle belediyeye yaptığı başvuru üzerine 13.611 TL ceza kesildiğini, asansöre ruhsat alımı için onay vermediğini, belediyenin asansörün kullanımını yasakladığını, yönetimin kat malikleri kurulundan yetki almadan idare mahkemesine dava açtığını, 8. İdare Mahkemesinin 2010/322 E-2010/546 K sayılı kararıyla davanın reddedildiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yönetim üzerinde bırakıldığını, yönetimin tayin ettiği avukatın vekalet ücretide dahil olmak üzere 650,05 TL’nin yönetimin hesabına iade edilmesi gerektiğini, asansörün kurulumuna ilişkin usulsüzlükler bulunduğunu, 15.01.2012 tarihli toplantıda alınan kararlardan 1,2, 3, 4, 5, 8, 15, 17, 18, 22, 23, 26 ve 27. maddelerin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; onaylı mimari ve tadilat projelerinde tahrifat olup olmadığının araştırılmasına, binadaki mimari projeye aykırılıkların tespit edilip onaylı mimari projesine uygun hale getirilmesine, yönetim planının hazırlayıp onaylayan maliklerden istenip, tapudaki dosyasına konulmasına, özel mülkiyete geçirilmiş ortak alanlar var ise bunların maliklerine devrine, yönetimin onayıyla imha edilen belgelerin dökümünün yönetimden talep edilmesine, banka şubelerindeki her türlü yönetim hesabı özgün dökümleri ile yönetimdeki sarf evraklarının mahkemeye teslimine, Kasım ve Aralık ayları için fazladan alınan 498,00 TL yakıt bedelinin tarafına iadesine, yöneticinin fazladan yararlandığı huzur hakkının yönetim hesabına iadesine, yönetici tarafından ... 8. İdare Mahkemesine açılan dava ile ilgili olarak yapılan masrafların yönetim hesabına iadesine, Tebligat Kanunu"na aykırı olarak alınan kararların iptaline, 15/01/2012 tarihli kat malikleri kurulunca alınan kararın iptaline, yöneticinin hakim tarafından belirlenmesine, yaptırılan asansöre ilişkin tüm belgelerin getirtilmesine, asansör bedelinin tespit edilerek 8 numaralı bağımsız bölüm malikinin masrafa katkısının tespitine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.22.05.2012 tarihli oturumda ise; mimari projede tahrifat olup olmadığının tespiti ve eski hale getirilmesi, mimari projeye aykırı demir kapının kaldırılması, 25.12.2009 tarihli toplantının tarafına tebliğ edilmesi, yakıt parası olarak fazladan alınan paranın tespit edilip tarafına iadesi, 2009 yılı Kasım ve Aralık ayları için ferdi ısınma sistemine geçiş için fazladan alınan 498 TL’nin tarafına iadesi, yönetici tarafından idare mahkemesinde açılan dava sebebiyle ödenen yargılama giderlerinden payına düşen miktarın tarafına iadesi, asansörün yapımı için 8 nolu bağımsız bölüm maliki tarafından ne kadar ödeme yapıldığının ve asansörün hangi firmaya yaptırıldığının tespiti, 15.01.2012 tarihli genel kurul kararının iptali, yöneticinin mahkemece belirlenmesi istemlerinde bulunmuştur. Daha sonraki oturumlarda ise dava dilekçesini tekrar ettiğini belirtmiştir. Mahkemece; tapu müdürlüğünden ve Belediye İmar Müdürlüğünden gelen mimari proje ve tadilat projesinin incelemesi sonucunda projelerde herhangi bir tahrifatın bulunmadığı, projeye aykırılık tespit edilemediğinden bu konuda eski hale getirme hususunda davacının taleplerinin yerinde olmadığı, mahallinde yapılan keşifte bodrum katına iniş merdiveni başına demir kapı konduğu, bu demir kapının projesinde yer almayıp güvenlik amacı ile konulduğu, güvenlik amacı ile konulmuş olsa da söz konusu demir kapının projesinde olmaması nedeniyle projeye aykırılık teşkil ettiği, demir kapının kaldırılması gerektiği, öte yandan incelenen ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/425 Esas sayılı dosyası içeriğinden 2009 yılı hesaplarının görüşüldüğü olağan genel kurul toplantısının 10/01/2010 tarihinde yapıldığı, bu toplantıda geçmiş tüm hesapların ibra edildiği, keza 2010 yılı hesap yılının da 16/01/2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında görüşülüp ibra olduğu, diğer taraftan kat malikleri kurulu kararlarının iptal kararı veya başka bir kat malikleri kurulu kararı ile kaldırılmadıkça geçerli ve bağlayıcı olacağı, genel kurul kararları da iptal edilmediğine göre davacının yaklaşık 4 yıl sonra geriye dönük olarak yönetime fazla ödeme yapılmış olduğu iddiasının yasal dayanağının bulunmadığı, Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde yöneticinin görevlerinin sayıldığı, yine 38.maddesinde de yöneticinin kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumlu olacağının benimsendiği, bu durumda kat malikleri kurulu kararı ile yönetimi temsil yetkisi verilmiş yöneticinin idari dava açmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, buradan doğmuş/doğacak borca tüm kat maliklerinin katlanması gerektiği, 15/01/2012 tarihli genel kurul kararlarıyla ilgili olarak iptali istenen maddelerde alınan kararların ise usul ve kanuna uygun olarak alınmış olduğu ve iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığı, kat maliki kurulu toplantılarında yönetici seçiminin de yapıldığı, bu durumda yönetici atanamama gibi bir durumun da söz konusu olmadığı, bu nedenle Kat Mülkiyeti Kanununun 34. maddesi kapsamında davacının yöneticinin hakim tarafından tespit edilmesi talebinin de yerinde olmadığı, diğer taraftan her ne kadar davacı hukukçu bilirkişinin reddini talep etmiş ise de; HMK"nın 272. maddesinde ve 34. maddesinde sayılan bilirkişi reddi sebeplerinin de gerçekleşmediği, bu nedenle davacının bilirkişi reddi talebinin de yersiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne,
Binanın bodrum katına iniş merdiveni başına konulmuş olan demir kapının kaldırılarak mimari projeye uygun hale getirilmesine, davacının diğer taleplerinin tümünün reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 gün 2015/9818 E-2015/14192 K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma kararında “Davacının diğer temyiz itirazlarının yerinde olmadığından reddedildiği, ancak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi gereğince; kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32."nci madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya
katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabileceği, iptali istenen 15.01.2012 tarihli kat malikleri kurulu toplantısına davacının katılmadığı, 22.02.2012 olan dava tarihi itibariyle 6 aylık dava açma süresinin de dolmadığı anlaşılmakla mahkemece 15.01.2012 tarihli kat malikleri kurulu kararının iptali talebi yönünden işin esasına girilerek yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesinin, ayrıca yapılmasına hükmedilen iş ve işlemlerin yerine getirilmesi için davalı tarafa Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi hükmü uyarınca uygun süre verilmemesinin doğru olmadığı “ belirtilmiştir.
Davacı tarafından 18. Hukuk Dairesince temyiz itirazları reddedilen istekler yönünden karar düzeltme yoluna gidilmiş, 15.01.2012 tarihli kat malikleri kurulu kararıyla ilgili bozmaya yönelik karar düzeltme istenilmemiştir. Davacı, mimari projede ve tadilat projelerinde tahrifat bulunduğunu, örneğin sığınağın depo ile birleştirilip depo haline getirildiğini, ilk projedeki iki deponun kapıcının kullanımına ayrıldığını, sığınağın kömürlük alanına taşındığını, öndeki depo alanının genişletildiğini, sahanlığın daraltıldığını, mutfak ve banyo alanlarının kaydırıldığını ve tadil edildiğini, deponun miktarının 33,5 m2 olması gerekirken fiilen 56,3 m2 olduğunu, mimari projede olmadığı halde bodrum kata inişe demir kapı yaptırıldığını, bu sebeplerle mimari projelerdeki tahrifat ile onaylı mimari projeye aykırılıkların tespit edilerek eski hale getirilmesini istediği halde mahkemece davacının talepleri açıklattırılmadan, tadilat projesinin onay tarihindeki tüm kat maliklerinin rızasına ilişkin belge ve bilgiler tapu müdürlüğü ile belediye başkanlığından temin edilmeden, tadilat projelerinin tüm kat maliklerinin onayı ile gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği araştırılmadan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu raporunda ise; tapu müdürlüğünden ve belediye imar müdürlüğünden gelen dört adet mimari proje ve tadilat projesinde tahrifat bulunmadığı,önceki projede sığınak ile depo arasında duvarın yer aldığı, tadilat projesinde duvarın kaldırılıp 11 nolu depo haline getirildiği, önceki projede kömür deposu olarak belirlenen yerin tadilat projesiyle sığınak haline getirildiği, depo olan yerinde tadilatla kapıcı dairesinin mutfağı bir diğer deponun da apartman hizmetli odası haline getirildiği, apartman hizmetli odası olan yerinde tadilatla kömür deposu yapıldığı, mahallinde yapılan incelemede ise kömür deposunun kapıcı yatak odasına çevrildiği belirtildiği halde binanın bodrum katına iniş merdiveninin başına konulan demir kapının ilk mimari projede ve tadilat projesinde olmadığından demir kapının kaldırılması gerektiği, başkaca projeye aykırılık tespit edilemediği ifade edilmiştir. Yine, Belediye İmar Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünde bulunan mimari ve tadilat projeleri arasında farklılık bulunup bulunmadığı hakkında açıklama yapılmamıştır. Bu durumda bilirkişi kurul raporu yetersiz ve kendi içinde çelişik olup anılan rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bundan ayrı mahkemece ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/425 Esas sayılı dosyası içeriğinden 2009 yılı hesaplarının görüşüldüğü olağan genel kurul toplantısının 10/01/2010 tarihinde yapıldığı, bu toplantıda geçmiş tüm hesapların ibra edildiği, keza 2010 yılı hesap yılının da 16/01/2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında görüşülüp ibra olduğu, diğer taraftan kat malikleri kurulu kararlarının iptal kararı veya başka bir kat malikleri kurulu kararı ile kaldırılmadıkça geçerli ve bağlayıcı olacağı, genel kurul kararları da iptal edilmediğine göre davacının yaklaşık 4 yıl sonra geriye dönük olarak yönetime fazla ödeme yapılmış olduğu iddiasının yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davacının fazla ödemelere ilişkin isteğinin reddine karar verilmesi de doğru değildir.Şöyle ki; 634 sayılı KMK’nın 38/1 maddesi uyarınca yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumlu olup, yöneticinin kat malikleri kurulunca ibra edilmiş olması onu sorumluluktan kurtarmaz. Kaldı ki, yöneticinin ibra edildiği 10.01.2009, 10.01.2010 ve 16.01.2011 tarihli kat malikleri kurulu kararlarının iptali istemiyle davacı tarafından açılıp ret ile sonuçlanan 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/425 E-2011/2526 K sayılı kararı henüz kesinleşmemiştir. Davacı, dava dilekçesinde ve yargılama sırasında pek çok iddia da bulunmakta ise de dava dilekçesinin içeriğinden ve dosya kapsamından davacının iadesini istediği fazla ödemelerin neler olduğu ve miktarı duraksamaya yer vermeyecek şekilde anlaşılamamaktadır. (Örneğin; dava dilekçesinde iadesini istediği yakıt alacağının miktarını belirtmiş, ancak asansöre ilişkin fazla para toplandığını ve 8 nolu bağımsız bölüm malikinin katkısının 15.000 TL’den az olduğunu iddia etmiş ise de asansörden kaynaklı kendisinin ne miktarda fazla ödemede bulunduğunu belirtmemiştir.
Hal böyle olunca, davacının dava dilekçesi açıklattırılmalı, eski haline getirilmesini isteği projeye aykırılıkların neler olduğu, yine iadesini istediği fazladan yaptığı ödemelerin neler olduğu ve miktarı sorulmalı, kendisine iadesi istenilen toplam miktar üzerinden eksik harç tamamlatılmalı, davacı tarafından yönetime fazla ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde hesap bilirkişisinden, belediye imar müdürlüğünde bulunan mimari proje ve tadilat projelerinde tahrifat olup olmadığı yönünde uzman bilirkişiden rapor alınmalı, ana yapıya ilişkin tadilat projelerinin bulunduğu belirtildiğinden tadilat projelerinin onay tarihindeki tüm kat maliklerinin rızasına ilişkin belge ve bilgiler tapu müdürlüğü ile belediye başkanlığından temin edilip, tadilat projelerinin tüm kat maliklerinin onayı ile gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği araştırılmalı, belediye imar müdürlüğünde ve tapu müdürlüğünde bulunan mimari projeler arasında farklılık bulunması halinde belediye imar müdürlüğünde bulunan asıl mimari ve tadilat projelerinin esas alınması gerektiği gözetilmeli, yerinde uzman bilirkişi kurulu (özellikle harita mühendisi, mimar ve inşaat mühendisinin de içinde yer aldığı) aracılığıyla keşif yapılıp, belediye imar müdürlüğünde bulunan tahrif edilmemiş onaylı mimari projeye, tüm kat maliklerince onaylanmış tadilat projesine aykırılıkların Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde ölçekli krokiye de bağlanmak suretiyle saptanmalı, ortak alanda yapılan inşaat ve imalatlara ilişkin Kat Mülkiyeti Kanununun 19/2 maddesi uyarınca tüm kat maliklerinin beşte dördünün çoğunluğuyla alınmış kararların bulunması halinde anılan kararlar ve yukarıda değinilen hususlar da gözetilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan bu hususlar davacının karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 gün 2015/9818 E-2015/14192 K sayılı kararının diğer temyiz itirazlarının reddine ilişkin kesiminin kısmen kaldırılarak yukarıda açıklanan hususlar yönünden hükmün bozulmasına, diğer karar düzeltme isteklerinin yerinde olmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteğinin kabulüyle Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 gün 2015/9818 E-2015/14192 K sayılı kararının sair temyiz itirazlarının reddine ilişkin kesiminin kısmen ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin hükmünün 6100 sayılı Kanunun geçici 3.maddesinin göndermesiyle uygulamasına devam edilen 1086 sayılı HUMK."nın 428. maddesi gereğince yukarıda açıklanan hususlar yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18.12.2017 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.