3. Hukuk Dairesi 2017/1788 E. , 2017/4224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalının 01.05.2012 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalının müvekkiline haber vermeden kiralananı terkettiğini, İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/57 Değ. İş sayılı dosyasında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, taşınmazda yapılan ve mimari projeye aykırı tadilatlar ve hor kullanma nedeniyle taşınmazın eski hale getirilmesi için 17.700 TL + KDV masraf yapılması gerektiğinin tespit edildiğini bedelin tahsili için takip başlatıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, duruşmalara katılmamış, beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece, davalının İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğü"nün 2013/6912 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin 10.700 TL lik kısmına yönelik haksız itirazının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalıların hor kullanma tazminatına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 316. (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur.
Mahkemece hükme esas alınan 03.03.2015 tarihli bilirkişi raporu ile tespit dosyasında alınan raporda belirlenen hasar kalemleri yönünden kullanımla orantılı olarak yıpranma payı düşülmediği ve davalı tarafından yenilenen 8 adet kapıların eski hale getirme bedeli için 4.750 TL öngörüldüğü halde bu kapıların hurda değerinin olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, Yargıtay denetimine elverişli, ek rapor alınarak veya gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile yeniden inceleme yapılarak, davalı kiracının kullanım süresiyle orantılı yıpranma payı düşülmek suretiyle hor kullanma tazminatı belirlenmesi ve 8 adet kapının hurda değerinin olup olmadığı üzerinde durulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3- davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı bilirkişi raporuna dayanarak davalı hakkında başlattığı icra takibi ile toplam 17.700 TL alacağın tahsilini istemiştir. Davalının ödeme emrine itirazı üzerine davacı tarafından dava değeri olarak 17.700 TL gösterilerek 06.11.2013 tarihli itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkemece davalının İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğü"nün 2013/6912 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin 10.700 TL lik kısmına yönelik haksız itirazının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiğine göre red edilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm davalının sair temyiz talebinin REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.