16. Hukuk Dairesi 2020/10691 E. , 2021/1495 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle "Orman İdaresinin usûlüne uygun bir katılımı veya usulünce açılmış bir davası bulunmadığından temyiz inceleme isteminin reddine; karar verilmiş; diğer temyiz itirazları yönünden ise, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığı belirtilerek komşu taşınmazların kadastro tutanakları, dayanakları, kesinleştiyse tapu kayıtları, tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise dava dosyaları, imar planının kesinleşme tarihi, dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, taşınmazın üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, sayısı, dağılımı ve kapalılık oranının belirlenmesi; zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınması; ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olduğu sırada davacı Hazine tarafından, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... ve arkadaşları adına tespit edilen ... Köyü 106 ada 98 parsel sayılı 649.79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hakkında, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla açılıp, Osmaniye Kadastro Mahkemesinin 2014/1 Esasına kaydedilen dava dosyası da eldeki dosya ile birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, ...,... Köyü 106 ada, ...,... ve 105 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit malikleri ve mirasçılarının hisseleri oranında tapuya tesciline, 106 ada, 67, 68, 69 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın kabülüne ve çekişmeli taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tesciline, 106 ada, 96, 104 ve 108 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın kabulüne ve taşınmazların Hazine adına tesciline, 106 ada 108 parsel sayılı taşınmazın içerisindeki 250 adet zeytin, 50 adet portakal ağaçlarının davalı ..."na ait olduğunu beyanlar hanesinde gösterilmesine, karar verilmiş, hüküm davacı Hazine, dahili davalı ... İdaresi, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz yetkisi kural olarak davanın taraflarına ait olup, Orman İdaresi tarafından taşınmazlar hakkında açılmış bir dava olmadığı gibi açılan davaya usulüne uygun şekilde katılımı da bulunmadığı anlaşıldığına göre, hükmü temyiz de hukuki yararı bulunmayan Orman İdaresinin temyiz inceleme isteminin REDDİNE,
2) Davalılar ..., ..., ... ve ... "ın 106 ada 96 parsel; davalı ..."nun 106 ada 104 ve 108 parsel; davacı Hazinenin 106 ada 103 ve 105 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden, Dosya içeriğine, mahkemece uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenlerden alınmasına,
3-a) Davacı Hazinenin 106 ada 88, 89 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden ise; dava konusu 106 ada 88 ve 89 parsel sayılı taşınmazların orman olmadığı ve davalılar lehine 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesinde de belirtilen edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, bu taşınmazlara komşu 106 ada 87, 90 ve 91 parsel sayılı taşınmazların mahkeme kararı sonucu hükmen orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, böylece dava konusu taşınmazların çevresinin tamamen orman niteliğindeki 106 ada 87, 90, 91 ve 237 parsel sayılı taşınmazlarla çevrili olduğu ve taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanun"un 17/2. maddesine göre orman içi açıklık konumunda oldukları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca bu nitelikteki taşınmazların zilyetlikle iktisabının mümkün olmaması nedeniyle bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne orman vasfıyla Hazine adına tescillerine karar verilmesi gerekirken, taşınmazların özel mülke dönüşmesi sonucunu doğuracak şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
b)Davacı Hazinenin 106 ada 92, 93, 94 ve 99 parsel sayılı taşınmalara yönelik temyiz itirazlarına gelince, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, taşınmazların eski tarihli belgelerde ne şekilde göründükleri usulünce araştırılmamış olduğundan taşınmazlarda davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmayıp, buna göre bozma ilamının gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden söz edilemez.
O halde Mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, bir fen elemanı, bir jeolog bilirkişi ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, jeolog bilirkişiden taşınmaz bölümünün dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında veya taşkın sahasında kalıp kalmadığını açıklayan bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde belirtilen belgesiz zilyetlik yolu ile edinilebilecek miktara ilişkin sınırlamalar yönünden de araştırma yapılıp bundan sonra toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, Hazine, 106 ada 98 sayılı parsele karşı da dava açmış olduğu halde bu parsel yönünden olumlu olumsuz hüküm kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 106 ada ...,... , ve 99 sayılı parseller yönünden hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.