MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 35, 62, 52, 53, 58, 63.
maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Müştekinin suç tarihinde kendisini polis olarak tanıtan kişi tarafından aranıp, kimliğinin üçüncü şahısların eline geçtiği, bu kimlikle bankalardan kredi ayrıca açık olan hesaplarından da para çekilebileceği, çekilen para ve kimliğin terör amacı ile kullanılabileceği, bu nedenle güvenliği açısından banka hesaında bulunan paraların çekilmesi ve şüphelilerin yakalanması için yardım etmesi gerektiğinin söylendiği, ardından da telefonu, Cumhuriyet Savcısı olduğunu söyleyen bir başka kişinin alıp, benzer ifadeler kullandığı, durumun tespiti üzerine, bankadan para çekilmiş gibi yapılarak talimatların aynen yerine getirildiği ve para yerine poşete para görüntüsü verilen gazete kağıtlarının konulduğu, bu şekilde söylenen yere gittiği, sanığın yapılan takiple yakalandığı, bu suretle dolandırıcığa teşebbüs suçunu işlendiğinin iddia edildiği eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 24/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.