Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14372
Karar No: 2016/175
Karar Tarihi: 13.01.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/14372 Esas 2016/175 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/14372 E.  ,  2016/175 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.12.2014 tarih ve 2014/590-2014/1267 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkiline ait arazide inşa edilen seranın davalı tarafça sigortalandığını, oluşan hasar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Tarsim vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, poliçe kapsamında dain-i mürtehin olan ... Bankası Genel Müdürlüğü"nün muvafakatinin olup olmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere davacı tarafa kesin süre verildiği, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmadığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13.01.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacının maliki olduğu, .... köyü 1688 parsel sayılı taşınmaz için Sera Sigortası Poliçesi, .... Bankası .... Şube Müdürlüğü"nce tanzim edilmiş, poliçeyi düzenleyen acente (Banka) poliçede dain-mürtehin olarak gösterilmiştir.
    5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanun"un 13. maddesi gereğince sigorta priminin bir kısmını Devlet desteklemekte, bir kısmını ise sigortalı ödemektedir.
    Sigortalı tarafından karşılanacak primin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar ise Devlet Destekli Sera Sigortası Genel Şartlarının C.1. maddesinde düzenlenmiştir.
    Uygulamada, Devlet Destekli Sera Sigortası Poliçesinin takside bağlanan ve ödenmeyen primleri için poliçeyi düzenleyen acente (.....Bankası .... Şubesi) lehine rehin hakkı tesis edilmektedir.
    Genel şartların B.6/2 maddesinde de, muaccel hale gelen tüm prim borçlarının, ilgili sigorta şirketinin beyanı doğrultusunda tazminattan mahsup edilebileceği öngörülmüştür.
    Bu halde öncelikle, rehin alacaklısından poliçedeki dain-mürtehin kaydının niteliği ve dayanağının sorulması, rehin alacağının ödenmeyen sigorta priminin peşinat dışındaki kalan prim borcuna ilişkin olduğunun anlaşılması durumunda yargılamaya devamla davanın kabulü halinde ödenmeyen sigorta priminin hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi ve kalan sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesi gerekir.
    Poliçedeki dain-mürtehin kaydının sigorta primine ilişkin olmadığının anlaşılması durumunda ise;
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan TMK 879/1. ve 6102 sayılı TTK 1456. maddesi gereğince, rehin hakkı sahibinin kayıtsız ve şartsız davaya muvafakatı halinde sigorta tazminatının sigortalıya ödeneceği hususunda bir kuşku bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlık, rehin hakkı sahibinin davaya muvafakat etmemesi durumunda nasıl bir yol takip edileceğine ilişkindir.
    Sayın çoğunluk, bu halde davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı görüşünde ise de, çoğunluk görüşünü destekleyen hiçbir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
    TMK 879 ve TTK 1456 maddesi, sınırlı ayni hak sahibinin muvafakatının bulunmamasını, sigorta tazminatının sigortalıya sadece ödenmesine engel görmüştür ki bu durumda mahkemece yine sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesine karar verilmeli, hüküm fıkrasında ayrıca ödeme esnasında sınırlı ayni hak sahibinin muvafakatının sağlanması hüküm altına alınmalıdır.
    Açıklanan gerekçe ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi