3. Hukuk Dairesi 2020/12370 E. , 2021/9241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kiraya veren ile aralarında 15/02/2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasındaki kira bedellerinin uyarlanması davası neticesinde 15/02/2008 tarihi itibariyle aylık kira bedelinin 2.448 TL olarak, 15/02/2009 tarihi itibariyle aylık kira bedelinin 3.427,20 TL olarak tespit edildiğini, bu dönemlere ilişkin fazla kira ödemesi gerçekleştirildiğini, fazla ödenen miktarın iadesinin gerektiğini, bu konuda başlatılan takibe davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; davalının icra takibine itirazının iptalini, icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; iddia edilenin aksine davacının borçlu bulunduğunu, hakkındaki icra takiplerinin itirazın iptali davaları neticesinde kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 16/02/2015 tarihli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 22.216,35 TL asıl alacak ve 7.729,74 TL faiz alacağı üzerinden devamına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında geçerli 15/02/2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Söz konusu kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde "kira bedeli net kirayı ifade eder." ... Stopaj vergisinin kiracıya ait olduğu yazılıdır. Nitekim tarafları aynı olan Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 08/12/2011 tarihli ve 2009/248 Esas 2011/358 Karar sayılı kararı ile davacı kiracının kira sözleşmesi gereğince stopaj ödemekle yükümlü ise de davalının vergi mükellefliği nedeniyle bunun yerine KDV tahakkuk ettirildiği, davacının kira bedeli üzerinden KDV ödemesi gerektiğinden davacı kiracının ödemiş olduğu KDV iadesi talebi reddedilmiştir. Aynı zamanda davalı, hükme esas alınan 16/02/2015 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacı kiracının ödemek zorunda olduğu KDV bedelinin de hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Buna göre, mahkemece; Davacı kiracının sözleşme hükmü gereği ödemesi gereken kira bedelinin hesaplanmasında KDV"nin de ayrıca ilavesiyle, davalının bilirkişi raporuna karşı yaptığı itirazları karşılar nitelikte tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan 31,40 TL temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.