3. Hukuk Dairesi 2015/18284 E. , 2017/4406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve zarar tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili şirketlerinin Alanya ilçesi, Konaklı kasabası, Telatiye köyü 1 parselde kayıtlı taşınmazın 1.900 m²"lik kısmında ve yine Konaklı kasabası Merkez mahallesi 276 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazda 19/11/2013 tarihli ve 21.11.2013 tarihli noter aracılığıyla yapılmış olan kira sözleşmeleriyle kiracı olduğunu; bu sebeple, 14/01/2014 tarihinde kira kontratı da sunularak elektrik bağlanması için davalı kuruma müracaat edildiğini; davalının ise, daha önceki abone olan şirketin borcundan dolayı kendilerinin elektrik bağlanması talebini reddettiğini ve elektriğin bağlanmadığını, bundan dolayı tazminat haklarını saklı tuttuklarını, kendilerinin davalı kuruma borcu olmadığını, elektrik hizmetinin bir kamu hizmeti olduğunu, keyfi uygulamalarla müvekkilinin mağdur edildiğini, bu nedenle zararın tespiti ile kiraladığı gayrimenkule ait 0000 265 27 20 no"lu aboneye elektriğin bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, vekili davanın ....."ye karşı açılması gerektiğini, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını; elektrik bağlanması istenen aboneliğin kendilerinin icra borçlusu olan ... Şti."ne ait olduğunu ve kendilerine icra dosyası gereğince 54.968,65 TL borcu bulunduğunu, adı geçen şirketin başkaca borçları da bulunduğunu, bundan dolayı ticari hayatına devam edemediğini, borçlu şirketin İstanbul Ticaret Siciline kayıtlı ilk ünvanının .... Şti. olduğunu, sonradan bu ismi kazandığını, davacı şirketin kira sözleşmesinde taşınmazların üzerindeki et entegre tesisinden bahsedilmediğini, dava dışı Etik Gıda ... Ltd. Şti."nin bu tesisi borç batağına düşmeden önce işlettiğini, aynı iş kolunda faaliyet gösteren şirketler arasında organik bağ olduğunu, davacının da aynı şekilde gıda ticareti konusunda faaliyet göstereceğini, aynı abonelik üzerinden talepte bulunulmasının davacı şirketin başka şirket adı altında Etik Gıda"nın yerine hareket edeceğini gösterdiğini; davacı şirketin Alanya"da şube kurduğunu, merkezinin ... ortaklarından ..."un da Mersin"li olduğunu ve şirketin merkezinin kurulduğu gün Konaklı"da da şube açılmasının irtibatın göstergesi olduğunu, her iki şirketin de aynı taşınmazları aynı şahıslardan kiraladığını; bu nedenle borçlu şirketle davacı şirket iki ayrı tüzel kişilik olarak gözükse de
şirketler arasında organik bağ olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, davalı tarafından 0000 265 27 20 no"lu aboneye elektrik enerjisinin bağlanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava;elektrik bağlanmamasından kaynaklı muarazanın giderilmesi ve zarar tespiti istemine ilişkindir.
1-Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde hükmün ihtiva etmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince, yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. 10.04.1992 gün 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.
Somut olayda;davacının talebi elektrik bağlanmamasından kaynaklı muarazanın giderilmesi ile zarar tespiti istemine ilişkin iken,mahkemece davacının zarar tespitine yönelik talebi ile ilgili olarak gerekçede değerlendirme yapılmış ise de, kısa kararda bu talebin karara bağlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu hal ise, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması sonucunu doğurmakta olup, yukarıda ifade edildiği üzere bozma nedeni oluşturmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da gözetilmek suretiyle, davacının elektrik bağlanmamasına ilişkin muarazanın giderilmesi talebi ile zarar tespiti taleplerinin ayrı ayrı karara bağlanması, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki doğmayacak şekilde hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.