Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10858
Karar No: 2017/4408
Karar Tarihi: 03.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/10858 Esas 2017/4408 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/10858 E.  ,  2017/4408 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı kooperatif, kendileri ile birlikte 6 adet kooperatifin 1988 ve 1989 yılları içerisinde davalı... Belediyesi"nin mülkü olan arazinin alımı ile ilgili olarak davalı ..."na toplam 1.974.000.000. TL. ödeme yaptıklarını,davalı ... tarafından arsa tahsisinin uzaması üzerine 6 kooperatiften 3" ünün yatırdıkları bedeli geri alarak arsa alımından vazgeçtiklerini; kendilerinin de içinde bulunduğu 3 kooperatifin ise, kooperatiflerine arsa tahsisi amacı ile senelerdir beklediklerini,kendileri tarafından davalı ..."nın Vakıflar Bankası Belediye Sarayı Şubesi"nde bulunan 2001/4 hesabına 17.11.1988 tarihinde 100.000.000. TL. 14.12.1988 tarihinde 170.000.000 TL., 13.2.1989 tarihinde ise 230.000.000. TL. olmak üzere toplam 500.000.000. TL. ödeme yaptıklarını; kendilerinin ortaklara ucuz işyeri temin etmek amacı ile kurulan bir kooperatif olmalarına rağmen davalı ... tarafından senelerce mağdur edildiklerini, davalı ... tarafından yapılan ihale sonucunda ise Küçükçekmece İkitelli"de kain 64 pafta, 3258 parsel sayılı 322558,24 m2 alanlı belediye malı olan taşınmazın 302555 m2 lik kısmının 302.555.000.000.TL. + KDV bedelle ihaleye çıkarıldığını, yapılan ihale sonucu kendilerinin arsa tahsisi amacı ile avans niteliğinde yatırdığı 500.000.000. TL." nin hiç dikkate alınmadığını ileri sürerek; arsa tahsisi amacı ile davalı belediyeye ödenen toplam 500.000.000. TL. "nin ( 17.11.1988 – 14.12.1988 – 13.02.1989 tarihindeki )ödendiği tarihlerdeki rayiç bedelleri ( m2 satış değeri) üzerinden arsa tahsis edilmesine, arsa tahsisinin mümkün olmaması durumunda, ödenen bedelin davanın açıldığı tarihte avans bedelinin ödendiği tarihte tahsisi edilmesi gereken rayiç bedelleri üzerinden günümüz şartlarıyla rayiç bedellerine uyarlanarak reeskont faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olup öncelikle İstanbul 5. İdare Mahkemesi"nin 2005/2959 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, İstanbul İkitelli 64 pafta, 3258 parsel sayılı 322.558 m2 yüzölçümlü belediye mülkiyetinde bulunan parselin 08.01.1996 tarihli imar planında kısmen Küçük Sanayi Kooperatiflerine, kısmen de hizmet alanlarına ve park alanlarına yönelik fonksiyon verildiğini, imar uygulaması tamamlanan ve oluşan bu durum karşısında İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığının Kooperatiflerinin ruhsat ve tapu işlemlerini tamamlayabilmeleri için, kendi parsellerinde oluşan belediye hisselerini satın almak istedikleri belirtilerek 21.10.2004 tarih 1043 sayılı dilekçe ile satış işleminin yapılmasının talep edildiğini ve 30.06.2005 tarih 1046-445 ve 30.06.2005 tarih 10478 – 446 sayılı Belediye Encümen kararları ile Esenler İkitelli Mah."de belediyeye ait parsel hisselerinin 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 17.maddesine göre şartnamesi gereği taksitle davalı koop. İle dava dışı S.S. Eyüp Çevresi Marangozlar Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi"ne satışının yapıldığını, ilgilisi adına tescil işlemli ipotekli olarak satışı yapılarak Tapu Müdürlüğü"nde 15.09.2005 tarih 8229 yevmiye numaraları ipotek senetleri düzenlenerek belediye parsellerinin davacı taraflara devrinin tamamlandığını, 18. madde uygulamasının ilçe Belediye Başkanlıkları"nca yapıldığını; ancak, bu bölgede Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı yetkili olduğundan Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve İlçe Belediye Başkanlıklarının plan yapma yetkisinin bulunmadığını, bu aşamada davacı kooperatiflerin yapılan bu işlemlere muvafakatlerinin bulunduğunu, işlem tamamlandıktan ve tapuları teslim edildikten sonra böyle bir davanın açılmasının iyi niyete dayanmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece;davacı kooperatifin kendilerine hiçbir şekilde arsa tahsisi ya da arsa tahsis vaadi dahi yapılmadan mahiyetini belirtmeksizin davalı hesabına yatırdıkları toplam 500.000.000 TL"yi ne amaçla yatırdıklarını kanıtlayamadıkları,davacının bu 500.000.000 TL"nin ancak sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde ve aynen geri ödenmesini talep edebileceği,artık davacının ,daha sonra yapılan işlemler ve arsa tahsisleri sırasında herhangi bir mahsup talebinde bulunmayıp bu davayı açmasının objektif hüsnüniyet kaidelerine açıkça aykırı olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava;davacı kooperatif tarafından davalı ..."ye ödendiği iddia edilen avans bedelinin sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde iadesi istemine ilişkindir.
    Geçersiz sözleşmelere göre verilenlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı (geçerli) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) mal varlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
    Geçersiz sözleşme gereğince, diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, bedelin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Davacı, ödediği bedelin ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki ulaştığı değeri isteme hakkına sahiptir.
    Denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Bu amaçla, çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle, az olan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. ortalamaları alınmak suretiyle, ulaşacağı alım gücü yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında ve bu konuda uzman bilirkişi kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmelidir.
    Somut olayda;davacı kooperatif ile 5 adet kooperatifin 1988 ve 1989 yıllarında davalı belediyenin mülkünde olan arazinin alımı hususunda davalı ... ile anlaştıkları,bu kapsamda davacı ve diğer 5 kooperatifin davalı ... hesabına toplam 1.974.000.000 TL"yi yatırdıkları,ancak daha sonra bu 5 kooperatiften 3"ünün yatırdıkları bedelleri geri almak suretiyle arsa alımından vazgeçtikleri,davacı kooperatif ile dava dışı 2 kooperatifin ise arsa tahsisi için beklemeye devam ettikleri,davacı tarafından ise arsa tahsisi için davalı ..."nın Vakıflar Bankası Belediye Sarayı Şubesi"nde bulunan 2001/4 hesabına 17.11.1988 tarihinde 100.000.000. TL. ,14.12.1988 tarihinde 170.000.000 TL., 13.2.1989 tarihinde ise 230.000.000. TL. olmak üzere toplam 500.000.000. TL. ödeme yapıldığı dosya kapsamında yer alan 21.05.1992 tarihli Bakanlık yazısı ve davacı tarafça dosya kapsamına sunulan ödeme makbuzları ile de sabittir.
    Davaya konu uyuşmazlık,davacı kooperatif tarafından davalı belediyenin hesabına yatırılan toplam 500.000.000 TL"nin daha sonra yapılan ihale neticesinde taraflarına tapusu verilen taşınmaz bedelinden mahsup edilmemesi nedeniyle davalı belediyenin bu miktar sebepsiz zenginleştiği iddiasına ilişkindir.
    Mahkemece, her ne kadar,davacı kooperatifin kendilerine hiçbir şekilde arsa tahsisi ya da arsa tahsis vaadi dahi yapılmadan mahiyetini belirtmeksizin davalı hesabına yatırdıkları toplam 500.000.000 TL"yi ne amaçla yatırdıklarını kanıtlayamadıkları,davacının bu 500.000.000 TL"nin ancak sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde ve aynen geri ödenmesini talep edebileceği,artık davacının ,daha sonra yapılan işlemler ve arsa tahsisleri sırasında herhangi bir mahsup talebinde bulunmayıp bu davayı açmasının objektif hüsnüniyet kaidelerine açıkça aykırı olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; yukarıda ifade edilen 21.05.1992 tarihli Bakanlık yazısı,davacı tarafından yapılan ödemeleri gösterir dekontlar ve dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının, davalı belediyeye ödediği toplam 500.000.000 TL"nin yukarıda ifade edildiği şekilde sebepsiz zenginleşme nedeniyle denkleştirici adalet kuralı uygulanmak suretiyle bugünkü alım gücüne ulaştırılması gerektiği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle davacının davalı belediyeye ödediği 500.000.000 TL"nin ,ifanın imkansız hale geldiği tarihte(tespit edilemiyor ise dava tarihinde) ulaştığı değer itibariyle güncellenmesi konusunda alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması,alınacak raporda yukarıda ifade edildiği üzere enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. ortalamaları alınmak suretiyle, ulaşacağı alım gücünün belirlenmesi ve belirlenecek bu bedelin hüküm altına alınması gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi