3. Hukuk Dairesi 2016/15863 E. , 2017/4475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Mudanya 1. Asliye (Aile ) Hukuk Mahkemesinin 28/12/2006 gün 2006/711 Esas 2006/730 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, bu karar ile müşterek çocuk lehine aylık 200.00.TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ayrıca hükmedilen nafakanın her yıl %20 oranında arttırılacağının da kararlaştırıldığını, ödeme güçlüğü çeken müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, 2008 yılında müvekkilinin yeniden evlendiğini, 11/11/2014 tarihinden bu yana da sigortasız çalışarak günlük işlerle gelir elde etmeye çalıştığını, ailesi için birçok bankaya borçlandığını, temel ihtiyaçlar adı altında aylık 1.000,00.TL harcadığını, kirada oturduğunu, aylık 700.00.TL kira ödediğini, ekonomik sıkıntı yaşadığını, davalının da yeniden evlendiğini, çalıştığını belirterek hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, olmadığı takdirde nafaka miktarının indirilmesi suretiyle tekrar tespit edilmesi ve yıllık artışların TUİK verileri dikkate alınarak 12 aylık ortalama ÜFE oranlarına göre artırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde; boşanma protokolünün geçerli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; boşanma protokolü uyarınca hakim müdahalesi gerektirecek koşullar oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir.
TMK."nın 182/2.maddesinde; Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
./..
-2-
Türk Medeni Kanunu"nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi)
Nafaka miktarı, çocuğun yaşı , ihtiyaçları, eğitim durumu ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)
TMK."nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.
Somut olayda; tarafların Mudanya 1. Asliye (Aile ) Hukuk Mahkemesinin 28/12/2006 gün 2006/711 Esas 2006/730 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları; sözkonusu karar ile müşterek çocuk Barış için aylık 200.TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakanın boşanma protokü uyarınca yıllık %20 artışına karar verildiği; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemiyle açılan iş bu davanın yaklaşık dokuz yıl sonra açıldığı, davalı annenin işçi olarak çalıştığı, aylık 940.TL gelirinin olduğu, aylık 1000.TL kira ödediği, davacının ise sosyal ve ekonomik araştırmasının adreste bulunmadığından yapılamadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, Mahkemece, davacı babanın boşanma davasından sonra ekonomik durumunda olağanüstü bir değişikliğin olup olmadığı üzerinde durulup, boşanma davasındaki şartlar ile bu dava tarihindeki şartlar değerlendirilerek, müşterek çocuğun artan ihtiyaçları da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.