3. Hukuk Dairesi 2021/4932 E. , 2021/9246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan Maliye Hazinesi ile 1998 - 2008 yılları arasında geçerli on yıl süreli kira sözleşmesi imzaladığını, kira sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte kiralananın davalı kiraya verene teslim edildiğini, bir kısım taşınır eşyaların daha sonra teslim alınmak üzere kiralananda bırakıldığını, kira sözleşmesinin sona ermesinden hemen sonra kiralanan taşınmazın İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının kullanımına tahsis edildiğini, taşınmazın tahsis edilene teslimi sırasında düzenlenen tutanakta bir kısım taşınır eşyaların tahliye eden kiracıya ait olduğunun ve daha sonra teslim alınacağının belirtildiğini, davalılardan T.C. ... Genel Müdürlüğünün taşınmazın yeni maliki olduğunu ve süreç içerisinde yeni malikin dava konusu taşınır eşyalarla birlikte taşınmazı bir bedel karşılığında dava dışı Türkiye Yeşilay Cemiyetinin kullanımına tahsis ettiğini, davalıların dava konusu taşınır eşyaların kiralanandan alınmasına engel olduğunu ileri sürerek; taşınır eşyaların aynen teslimini, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde ise dava tarihi itibariyle tespit edilecek rayiç bedelinden şimdilik 10.000 TL"nin ve haksız kullanım nedeniyle 5.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı yargılama sırasında dosyaya alınan bilirkişi raporuna dayanarak davasını ıslah etmiş; dava konusu taşınır eşyaların fiilen teslim alınmasının eşyalara zarar vereceğinin anlaşılması üzerine aynen teslim talebinden vazgeçerek 568.510 TL taşınır eşya bedeli ile 373.180 TL kullanım bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... Hazinesi; kiralanan yerin 23/03/2011 tarihinde davalı ... Genel Müdürlüğüne satış suretiyle devredildiğini, husumetin yeni malike ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı T.C. ... Genel Müdürlüğü; dava konusu taşınmazı içinde yer alan taşınır eşyalar ile birlikte satın aldığını, taşınır eşya bedelinin ayrıca kendisinden tahsiline karar verilmesinin haksız bir şekilde mükerrer ödemeye neden olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; kira sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte kiralananın teslimi sırasında kiracıya teslim edilmesi gereken ancak teslim edilmeyen saltanat kayığı, avize ve mutfak malzemeleri değeri toplamı olan 120.516 TL ile saltanat kayığı kullanım bedeli olarak hesaplanan 53.115 TL"nin davalılardan müteselsilen tahsiline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 02/07/2018 tarihli ve 2017/8116 Esas 2018/7364 Karar sayılı kararla; uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, dava tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği sulh hukuk mahkemesince; davalı Hazine adına defterdarlığın 30/07/2008 tarihinde teslim aldığı kiralanan ile ilgili düzenlenen tutanakta taşınır eşyaların davacı vakfa teslim edileceği konusunda hüküm bulunduğu ancak keşide ettiği ihtarnamelere rağmen taşınır eşyaların davacı vakfa teslim edilmediği gerekçesiyle; teslim edilmeyen taşınırların bedeli olan 568.510 TL ile taşınırların kullanım bedeli olarak hesaplanan 373.180 TL"nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde de bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... Hazinesinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davalı ... Hazinesinin diğer temyiz itirazları yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava konusu taşınır eşyalar nedeniyle ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazın yeni malike teslimi anında (taşınmazın devir tarihi itibariyle) gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir kısım taşınır eşyaların sökülüp götürülmesi hâlinde değer kaybedeceği belirtilmiş olmakla bu eşyalar ile ilgili olarak sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktarın belirlenmesinde, satışı yapılan taşınmaz malın değerinde meydana getirdiği artış miktarı esas alınmalıdır. Dolayısıyla, kiraya verilen taşınmazdan zararsızca ayrılması mümkün olmayan dava konusu taşınır eşyalar ile birlikte satış değeri ile dava konusu taşınır eşyalar olmaksızın satış değeri arasındaki farkın belirlenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, kiralanandan zararsızca ayrılması mümkün olmasına rağmen, tahliye sonrasında davacı kiracıya teslim edilmemiş olan dava konusu diğer taşınır eşyalar ile ilgili olarak da sebepsiz zenginleşmenin 23/03/2011 tarihinde gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle, dava konusu taşınır eşyaların nitelikleri, değeri ve yıpranma durumları hakkında bilirkişi heyetinden rapor alınarak, bu taşınırlar açısından hükmedilecek miktar belirlenmelidir.
Davalı hazinenin sorumluğu, sebepsiz zenginleşilen miktar kadar olduğundan haksız kullanım bedeline ilişkin davacı talebinin de reddi gerekir.
Buna göre, mahkemece; sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği 23/03/2011 tarihi itibariyle yukarıda açıklandığı üzere, davaya konu eşyalar hakkında yeniden bir değerlendirme yapılması amacıyla ek rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre sebepsiz zenginleşmeye konu tutarın davalı Hazine"den tahsiline, haksız kullanım bedeline ilişkin talebin ise reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3) Davalı T.C. ... Genel Müdürlüğünün temyiz itirazları yönünden yapılan değerlendirmede;
818 sayılı BK"nın 61-66. maddelerinde (6098 sayılı TBK"nın 77-82. maddelerinde) sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin
mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Somut olayda; tahliye sırasında daha sonra teslim alınmak üzere kiralananda bırakılan taşınır eşyaların davacı tarafından teslim alınamadığı, davalılardan Maliye Hazinesinin içinde bulunan taşınır eşyalarla birlikte kira sözleşmesine konu taşınmazı 23/03/2011 tarihinde satış suretiyle diğer davalıya devrettiği, bu hâli ile davalı ... Hazinesinin mal varlığının davacı aleyhine olacak şekilde çoğaldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece; sonraki malik davalı T.C. ... Genel Müdürlüğünün kira sözleşmesine konu taşınmazı, dava konusu taşınır eşyalar ile birlikte bedelini ödemek suretiyle satın almış olması ve bu satış sonucunda sebepsiz zenginleşenin davalı ... Hazinesi olması nedeniyle T.C. ... Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın tümden reddi gerekirken, davalıların müteselsil sorumluluğunun bulunduğu yönündeki yanılgılı gerekçeyle davanın her iki davalı yönünden kabulüne karar verilmesi, doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4) Bozma nedenlerine göre, davacının temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Hazinesinin sair temyiz itirazlarının reddine, HUMK"nın 428. maddesi gereğince hükmün ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Hazinesi yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalı T.C. ... Genel Müdürlüğü yararına BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya ve davalı T.C. ... Genel Müdürlüğüne iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi