17. Hukuk Dairesi 2016/3869 E. , 2018/12214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 17/05/2010 tarihinde, davalı ... "ya ait olan ve ... Sevk ve idaresindeki motosiklet ile karşı aracın çarpışması sonucunda maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, iş bu kaza sonucunda motosiklet arkasında yolcu olarak bulunan davacılar murisi ."ın hayatını kaybettiğini, motosiklette bulunan ... ’ın yolcu pozisyonunda olduğu için kusursuz olduğunu, kazaya karışan motosikletin kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi bulunmadığını, ...’nın yasa gereği ZMMS poliçesi bulunmayan araçların sebep oldukları trafik kazalarında mağdurların bedensel zararlarını teminat limitleri dahilinde karşılamaya yükümlü olduğunu, kazanın oluşumda herhangi bir sorumluluğu olmayan müvekkillerinin miras bırakanı ... "ın 1995 doğumlu olduğunu ve kaza tarihi itibari ile 15 yaşında olduğunu, ölümünden dolayı anne ve babasının destekten yoksun kaldığını, açıklanan bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminata, 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davacılar tarafından müvekkiline yapılan başvuru üzerine müvekkil kurum bünyesinde hasar dosyası açıldığını, anılan hasar dosyasında yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen aktüerya raporuna göre tespit edilen davacı ... için 9.065,00 TL ve davacı ... için 10.246,00 TL olmak üzere toplam 19.311,00 TL destekten yoksunluk tazminatının 11/04/2011 tarihinde davacılara ödendiğini ve davacılar tarafından müvekkili kurumun 17/05/2010 tarihli kaza ile ilgili olarak başkaca bir hak ve alacakları kalmadığı belirtilerek kesin ve dönüşümsüz olarak ibra edildiğini, müvekkili kurumun davacılar tarafından ibra edilmiş olmakla müvekkili aleyhine haksız olarak açılan iş bu davanın reddinin gerektiğini, müteveffa ... "ın ehliyetsiz sürücünün aracına binmiş olması ile kendini tehlikeye maruz bıraktığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ... yönünden 20.021,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının ... yönünden 08/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 17/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacı ... yönünden 21.634,46 TL destekten yoksun kalma tazminatının ... yönünden 08/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 17/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kabullü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 17/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."tan tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 17/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK md. 55) gereğince maddi tazminat ve 47. maddesi (6098 sayılı TBK md. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
1982 Anayasasının 36. maddesi ve HUMK"nın 73. maddesi (6100 sayılı HMK m. 27) uyarınca çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun
olarak davet etmeden hükmünü veremez. Somut olayda ıslah dilekçesinin davalı kuruma tebliğ edilmediği görülmüştür. Anayasanın 36., HMK 27. (HMUK 73) maddelerinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi gibi ıslah dilekçesinin de Tebligat Yasası ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur.
Dosya kapsamından ıslah dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalı ...’na tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 186.maddesi gereğince “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu da ihtar edilir. Sözlü yargılama aşamasında ne yapılacağı, ikinci fıkrada düzenlenmiş olup, buna göre mahkeme, taraflara son sözlerini soracak, tarafların son değerlendirmelerinden sonra yargılamayı sona erdiren hükmünü verecektir. Açıklanan nedenlerle mahkemece tahkikat aşaması bittikten sonra sözlü yargılama ve hüküm için taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3- (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Hesabına geri verilmesine 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.