1. Hukuk Dairesi 2014/13678 E. , 2016/946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile paydaş olduğu 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalının akaryakıt istasyonu inşa ederek 1997 yılından bu yana hiçbir bedel ödemeden kullandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile geriye dönük 5 yıllık 3.000-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının imar uygulaması sonucu taşınmazda paydaş haline geldiğini, akaryakıt istasyonunun bu tarihten önce de zeminde mevcut olduğunu, davacı tarafın taşınmazdaki pay değerinin tarla vasfına göre belirlenmesi gerektiğini, istenen ecrimisilin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, davacının malik olduğu 1163 parsel sayılı taşınmaz ile davalı şirketin malik olduğu 1605 parsel sayılı taşınmazların 1997 yılında yapılan imar uygulaması sonucu çekişme konusu 4362,45 m2 büyüklüğünde arsa vasfındaki 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu taşınmazda, davacının 155/2400, davalı şirketin 2245/2400 pay sahibi olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan benzin istasyonuna ilişkin yapı kullanma izninin 17/01/1986 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, ilk dönem ecrimisil bedeli belirlenerek endeks uygulanmamış, mahkemece bu rapor esas alınarak sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca, mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre davacının payı oranında belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.