3. Hukuk Dairesi 2021/5148 E. , 2021/9250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kiracı ile aralarında 30/01/2002 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının 29/08/2003 tarihli ihtarname ile kiralananın 17/08/2003 tarihinde çatısının çökmesi ve kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, ancak sigorta şirketi tarafından açılan dava sonucunda çatıda meydana gelen çökmede davalı kiracının %70 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu durumda feshin de geçersiz olduğunu, tespit dosyası ile taşınmazın altı aylık süre içerisinde yeniden kiraya verilebileceğinin belirlendiğini, bu nedenle davalı kiracının kiralananın yeniden kiraya verilebileceği 6 aylık kira bedelinden %70 kusur oranında sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 146.804,42 TL tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 424.438,73 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 26/11/2014 tarihli ve 2014/2648 Esas 2014/13038 Karar sayılı kararıyla; kira alacağı dışında kira sözleşmesine dayanılarak açılan alacak ve tazminat davalarının BK"nın 125. maddesi (TBK"nın 146. maddesi) hükmüne göre on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve taşınmazın 11/11/2003 tarihinde tahliye edilmiş olmasına göre dava tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, mahkemece, davacının dava dilekçesinde açılan davanın kısmi dava mı yoksa alacak davası mı olduğunu açıkça belirtmediği, yargılama sırasında ise açılan davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirttiği, dava konusu alacağın dava tarihi itibarı ile belirlenebilir olmasına rağmen davacı tarafından belirsiz alacak davası açıldığı, buna göre dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle HMK"nın 114/1-h ve 115/11 maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının ve hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmi dava denir. Bir kimsenin kısmi dava açıp açmadığı ancak dava dilekçesinden, davacının talep sonucundan anlaşılır.
Bununla birlikte, 6100 sayılı HMK"nın 33. maddesi uyarınca; “Hâkim, Türk Hukukunu re"sen uygular”. Aynı Kanun"un 31. maddesi hükmü gereğince; davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevi hâkime aittir. Buna göre davadaki iddia, davacının talebine münhasır olup belirtilen madde hükümleri gereğince hukuki nitelendirme hâkime aittir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davacı vekili dava dilekçesinin hiç bir yerinde belirsiz alacak davasından söz etmemiş, hukuki dayanak olarak HMK"nın 107. maddesine dayanmamıştır. İstisnai dava türlerinden olan belirsiz alacak davasından söz edebilmek için bunun açıkça belirtilmesi ya da davanın HMK"nın 107. maddesine göre açıldığının anlaşılması gerekir. Dava dilekçesinde bu açıklık olmadığı sürece dava, kısmi dava kabul edilmelidir. Nitekim, dava dilekçesinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile kısmi dava açıldığı anlaşılmaktadır.
O hâlde, mahkemece; davacının dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmak suretiyle işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 59,30 TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.