Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 89/3-d, 62/1, 52/2-4.maddeleri
uyarınca mahkumiyet


Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık doktorun olay tarihinde ... Hastanesinde Nöroloji uzmanı olarak görev yaptığı, 29 yaşındaki mağdur katılanın 22.04.2008 tarihinde iki yıldır devam eden baş ağrısı, işitme kaybı ve denge kaybı şikayetleri ile nöroloji kliniğine başvurduğu, sanık doktor tarafından hastaya odyometri testi yapıldığı, muayenesinde dengeye yönelik parametrelerin ( tandem gait, dismetri, disdiadokokinezi, romberg testi) normal bulunduğu, bu nedenle ileri tetkik istenmediği, hastaya Meniere hastalığı teşhisi konulduğu, ilaç tedavisine başlanıldığı ve muayeneden sonraki 14. ve 24. gününde yapılan kontrollerde hastadaki şikayetlerin % 50 azalması üzerine ilaç tedavisine 3 ay devam etmesi gerektiği, 3 ay sonra kontrole gelmesinin söylendiği, memur olan hastanın Van’a tayin edildiği ve ilk muayeneden yaklaşık bir yıl sonra 08.05.2009 tarihinde işitme kaybı ile diğer şikayetleri artınca Van Askeri Hastanesine başvurduğu, çekilen MR da hastanın beyin sapında iyi huylu köşe tümörü tespit edildiği, 27.05.2009 tarihinde hastanın Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) de da tümör çıkarma ameliyatı olduğu, GATA Sağlık Kurulu’nun 19.07.2011 tarihli raporunda ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 27.07.2012 tarihli sağlık kurulu raporları ile hastada sağda total işitme kaybı ile yüzünün sağ tarafında hareket ve duyu kaybı (yüz felci) nın oluştuğu, bu durumun ameliyat sekeli nedeni ile sürekli olduğunun tespit edildiği olayda;
10.12.2012 tarihli hükme esas alınan 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile hukuk mahkemesinde devam eden yargılama sırasında alınan 16.09.2013 tarihli 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda “....baş ağrısı ve denge kaybının birlikte görüldüğü tabloya rağmen kranial MR istenilmemesi, tanı kriterlerini tam doldurmamasına rağmen Meniere hastalığı tanısı konulması ve kulak burun boğaz hastalıkları uzmanından görüş istenilmemesi nedeniyle tanı konulmasının gecikmiş olduğu, bu sürede kitle ilgili komplikasyonların meydana geldiği göz önüne alındığında sanık doktorun uygulamalarının tıp kurallarına uygun olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur...” şeklinde değerlendirmeleri dosya içeriği ile uyumlu olduğundan,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 12.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.