Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9230
Karar No: 2018/9058
Karar Tarihi: 07.11.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/9230 Esas 2018/9058 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/9230 E.  ,  2018/9058 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dava dosyasının incelenmesinde, 01.07.2011 tarihinden itibaren yurtdışı borçlanması gözetilmek suretiyle 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 01.07.2012 - 04.07.2012 ve 01.01.2013 - 19.02.2013 tarihleri arasında yurtdışı çalışması bulunduğundan bahisle aylığın kesildiği ve 01.06.2012 - 01.02.2013 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılmasının işbu dava ile istenildiği, mahkemece, çalışma bittikten sonra yeniden bir talep gerekeceğinden çalışmanın başladığı 01.07.2012 tarihinden 01.02.2013 tarihine kadar olan ödemelerden davalının sorumlu olduğunun kabul edildiği, davalının 30.01.2013 tarihinde 1.158,99 TL ödemede bulunduğu anlaşılmıştır.
    Dava konusu uyuşmazlık, yurtdışı borçlanması sonucu 506 sayılı Yasa kapsamında aylık bağlandıktan sonra, yurtdışı çalışması bulunan davalının, çalışmanın bittiği tarihten itibaren yeniden tahsis talebinde bulunmasına gerek olup olmadığına ilişkin olup, yurtdışı çalışması bulunulan sürede davalının yaşlılık aylığı alamayacağı belirgindir. Diğer taraftan, yersiz ödemeye konu dönemde yaşlılık aylığı alan davalının yurtdışı çalışması bittikten sonra yeniden tahsis talebinde bulunması beklenemeyeceğinden, 01.07.2012 - 04.07.2012 ve 01.01.2013 - 01.02.2013 dönemleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının geri alınması söz konusu olacaktır. Öte yandan, davalının 30.01.2013 tarihinde yapmış olduğu ödemenin hangi döneme ait olduğu belirlenip, ilgili döneme ait olduğunun tespiti halinde söz konusu borçtan düşülmesi gerekmektedir.
    2- Kabule göre de, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
    Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın % 40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği öngörülmüştür. Söz konusu hüküm 02.07.2012 kabul, 05.07.2012 resmi gazete yayınlanma tarihi itibariyle 6352 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile değiştirilerek %40 olan icra inkar tazminatı % 20’ye düşürülmüştür.
    Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; takip konusu asıl alacağın likit, yani belirgin olması karşısında, borçlunun, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanacak asgari % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken; bu talebin reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi