20. Hukuk Dairesi 2015/2981 E. , 2016/58 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 809 parsel sayılı 4700 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden bağ ve tarla niteliğiyle Şerife Üçler ve arkadaşları ile ... adına paylı olarak tesbit ve tescil edilmiş, 2005 yılında 2859 sayılı Kanun uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 186 ada 34 parsel numarasını almıştır.
Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın öncesi itibarıyla ve halen orman olduğu ve kesinleşmiş orman tahdit haritası içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali, orman niteliği ile ... adına tapuya tescili, davalıların elatmasının önlenmesi ve şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın (B) harfiyle işaretli 407 m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline, elatmanın önlenmesi talebinin reddine ve iptal edilen bölümün tapu kaydındaki şerhlerin silinmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma işlemi, 1960 yılında arazi kadastrosu, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve 28.11.1991 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretli 407 m2 bölümünün kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı gibi; tam kapalılıkta 45-50 yaşlarında meşe, kestane, çınar kaplı eylemli orman olduğunun açıklanması nedeniyle bu bölüm hakkındaki davanın kabulüne karar verilmişse de; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda, 3355-3354 OS hattına göre (B) harfli bölümünün kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı ifade edilmiştir. Ancak, rapora ekli orman kadastro haritası orijinal renkleri taşımadığından ve siyah beyaz renkte, ayrıca Cindere Devlet Ormanını sınırlandıran OS noktalarının numaraları okunamayacak şekilde 1/10000 ölçekte hazırlanmış olduğundan rapor denetlenememektedir.
O halde; mahkemece daha önceki keşiflerde yer almamış üç uzman bilirkişi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 1947 ve 1991 yıllarında yapılıp, kesinleşen her iki orman kadastro haritası ve tutanaklar orijinal renklerde ve OS noktaları okunabilecek şekilde kadastro paftasının ölçeği ile eşitlenerek birbiri üzerine çakıştırılmalı, çevredeki 10-12 OS noktası görülebilecek şekilde, taşınmazın her iki orman kadastro haritasındaki konumu gösterilmeli, kesinleşmiş orman sınırları dışında kalsa dahi eylemli orman olduğu belirlenen bölüm ve bu bölümdeki ağaç yaşı, sayısı, dağılımı da krokide işaretlenip, raporda açıklanmalı, önceki hükme esas alınan rapora ekli 1958 tarihli memleket haritasında taşınmazın açık renkli, orman sayılmayan bölümde işaretlendiği gözönünde bulundurularak, ağaç yaşları ile memleket haritasının tarihi karşılaştırılmalı ve öncesi itibarıyla orman olmayan ve özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin sonradan çevreden gelen tohumlar yolu ile orman haline dönüşmesinin taşınmazı kamu malı haline getirmeyeceği düşünülmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmeli, dava yine kısmen kabul edildiği takdirde, reddedilen bölüm yönünden davalı ... lehine de yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/01/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.