20. Hukuk Dairesi 2015/16590 E. , 2016/60 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ilçesi, ... köyü 178 ada 1 parsel sayılı 8675969,96 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş, davacı 23/02/2011 tarihli dilekçesiyle, taşınmaz içinde dedesi ..."den kalma 4 dönüm yeri olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2771,50 m² yüzölçümlü kısmın davacı adına tesciline, kalan kısmın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereği orman sınırlandırması yapılmıştır.
Mahkemece (A) harfi ile işaretli çekişmeli taşınmazın, davacının tutunduğu tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Davacının tutunduğu tapu kayıtları dosyaya getirtilmiş olup, sınırları; yön belirtilmeksizin ..., ..., ..., ...; yüzölçümü 8 dönüm ve kadastro sırasında herhangi bir taşınmaza revizyon görmeyen bir kayıttır. Çekişmeli taşınmaz, 178 ada 1 parsel sayılı geniş orman parseli içinde yeralmakta ve sadece tek bir noktadan güneydeki 214 ada 1 sayılı parsele değmektedir. Güneyde 214; Kuzeyde 211 adada yer alan taşınmazlar kadastro sırasında ... ve ... soyadlı gerçek kişiler adına belgesizden tespit edilerek kesinleşmiştir. Fen bilirkişi raporunda kuzeyde ...; Güneyde ... tarlası olarak gösterilen yerlerde ise şahıs taşınmazı bulunmamakta, orman başlamaktadır. Bu nedenle, tapu kaydının çekişmeli taşınmaza ait olup olmadığı konusunda tereddüt oluşmuştur. Yine mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın 1959 tarihli memleket haritasında açık alanda yer aldığı, ancak üzerinde 50-60 yaşlarında ardıç ağaçları, kuşburnu çalısı bulunduğundan orman bütünlüğü içinde olduğunun açıklandığı anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/B-C ve 21. maddeleri gereğince, dayanılan tapu kaydı kapsamında kalan bir yerin kayıt maliki ve ilgilisinin adına tespit edilebilmesi için, kaydın tüm sınırları ile açık yön bırakmaksızın taşınmaza uyması, sınırları içerisinde kalan yerlerin hak sahibi tarafından kullanılmaya elverişli olması, ziraat yapılmayan ve yapılması mümkün olmayan yerlerin tapu kapsamında sayılmaması gerekir. Tapunun kapsamında hak sahibinin kullanmadığı, yani devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer mevcut olduğu takdirde, tapuya Devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerleri dışarıda bırakacak şekilde sınırlı bir içerik tayin edilmesi zorunludur
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, davacının tutunduğu K.Evvel 311 tarih, 79 numaralı tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle getirtilip uygulanmalı, kadastro sırasında revizyon görmeme nedeni araştırılmalı, çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı, tüm sınırları itibarıyla açık yön bırakmaksızın taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, tapu kaydı taşınmaza uyuyorsa ve genişletilmeye elverişli sınır içeriyorsa, kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/B-C ve 21. maddeleri gereğince miktarı ile geçerli olarak belirlenmeli, komşu parsellerden aynı kayıt kapsamında kalanlar varsa, kapsam belirlenirken bu durum gözönünde bulundurulmalı ve kesinleşen komşu parselin yüzölçümü toplamdan düşülmeli, kayıt kapsamında olup da eylemli hal itibarıyla kullanılmayan yer varsa, kapsam dışında tutulmalı, tapu kayıtları taşınmaza uymazsa, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman bütünlüğü içinde ve orman içi açıklık konumunda olacağı, sürdürülen zilyetliğin süresi ve şekli ne olursa olsun özel mülkiyete konu edilemeyeceği düşünülmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.