17. Hukuk Dairesi 2016/2803 E. , 2018/12497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davacılardan Mustafa"nın davalılardan ... idaresindeki aracın çarpması sonucu yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 550,00 TL hastane yol masrafı, 1.400,00 TL diş için tedavi masrafları olduğunu, müvekkili Mehmet"in bu süreçte işyeri olan terzihanesini kapatmak durumunda kaldığını ve 1.000,00 TL tedavi süresince çalışamama sonucu kazanç kaybı olduğunu belirterek toplam 2.950,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, ayrıca davacı anne ve babası için 1.000,00"er TL, Mustafa için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve Şirket vekili, davalıların olayda kusursuz olması ve davacılar adına çıkarılan yeşil kartla hiçbir masraf yapmadan tedavinin tamamlanmış olması dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafın maddi tazminat talebi yönünden davalı ... Aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... ve İyi Unlu Mamülleri ve Gıda Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddi ile toplam 194,50 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 25.08.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve İyi Unlu Mamülleri ve Gıda Tic. Ltd Şti"den müteselsilen ve Müştereken alınarak davacılara verilmesine, davacı tarafın manevi tazminat talepleri yönünden açmış olduğu davasının kısmen kabul kısmen reddine, davacı ... için 500 tl, davacı ... ve naime için 100"er tl manevi tazminatın kaza tarihi olan 25.08.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve İyi Unlu mamülleri ve Gıda Tic. Ltd Şti"den müteselsilen ve müştereken alınarak davacılara verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK.’na eklenen ek madde 4 ile aynı yasanın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2012 tarihinden itibaren 1.690,00.- TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup mahkemece davacı ... ve Naime yönünden manevi tazminata yönelik verilen karar, reddedilen miktar itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacılar vekilinin davacı ... ve Mehmet yönünden manevi tazminata ilişkin reddedilen miktar hakkında temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Kanun"un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık
kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" düzenlemesine; Kanun"un geçici 1. maddesinde de "Bu Kanun"un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun"un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı"nın yükümlülüklerinin sona ereceği" düzenlemesine yer verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1 maddesinde; sigortacının, poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK"na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. KTK"na göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderlerleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi sorumludur.
Somut olayda davacı ... trafik kazası sonucu yaralanmış ve tedavisi ile ilgili fatura ibraz etmiş, ayrıca tedavi süresince yapılan ulaşım giderine yönelik de talepte bulunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan 29.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda; dosya kapsamında davacı tarafından ibraz edilen belgeler ve ulaşım gideri talebi hakkında hesaplama yapılmış ve mahkemece bu tedavi giderleri yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı sürücü ve malikin sorumluluğuna, davalı
sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de davalı ... şirketinin yukarıda bahsedilen yasal düzenleme gereğince, 6111 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan tedavi giderlerine yönelik sorumluluğu devam etmektedir.
Bu durumda mahkemece, yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1. maddesi gereği Sosyal Güvenlik Kurumu"nun sorumluluğuna geçen tedavi giderleri ve yol giderlerinin de dava konusu olduğu gözetilerek, SGK"nın davaya dahil edilmesinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilerek, konusunda uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, davacının tedavi süresi belirlenerek davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenerek, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden davalı ... şirketinin sorumlu tutulması gerekirken eksik inceleme hazırlanan ve denetime elverişli olmayan hukukçu bilirkişinin raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Davacı taraf, dava dilekçesinde davacı ..."ın tedavi süresince davacı babası Mehmet"in işyerini kapatmak durumunda kaldığını belirterek kazanç kaybı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Mahkemece bu yönde araştırma yapılmamış olup davacının kazanç kaybına yönelik talebi hakkında olumlu olumsuz harhangi bir karar verilmemesi de doğru değildir.
5-Davacı taraf, dava dilekçesinde, davacı ... için yaralanmasından dolayı 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 500,00 TL tazminata karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel
hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, davacıdaki yaralanmanın niteliği ve etkisi ile kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda davacıdaki yaralanmanın niteliğinin ve tarafların ekonomik ve sosyal durumunun tespit edilmelidir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davacı ..."ın manevi tazminat talebi hakkında değerlendirme yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun rapor alınarak ve tarafların ekonomik sosyal durumları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.
6-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davacı ... ve Mehmet"in reddedilen manevi tazminatına yönelik temyiz istemlerinin mahkeme hükmünün belirtilen yönlerden kesin olması nedeniyle REDDİNE,
(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3), (4), (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.