3. Hukuk Dairesi 2015/16970 E. , 2017/4901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili,dava dilekçesi ile ;davacıya ait 5627 nolu sulama kuyusu için davalı kurum tarafından sayaç okuma raporuna istinaden 74.077,87 TL borç ihdas edildiğini, davacının borcun ihdas edildiği tarihe kadar borcunu düzenli ödediğini, davacının kaçak elektrik kullanmadığını, , davalı kuruma hiç bir borcunun bulunmadığını ,davalı kurum tarafından düzenlenen faturanın yüksek olduğunu beyanla davalı tarafından düzenlenen 74.077,87 Tl lik borç nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL davacının borçlu olmadığının tespitini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili,cevap dilekçesi ile;yapılan tahakkukun usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir .
Mahkemece; " Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile ;Davacının kaçak kullanım bedeli olarak 30/06/2010 tarih 63400 seri nolu kaçak tahakkukuna ve kaçak ek tahakkukuna istinaden 34.517,70 TL olarak talep edilen borç miktarından 557,24 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, "karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir .
1-)Uyuşmazlık kaçak tahakkuku , kaçak ek tahakkuku , endeks esaslı ek tahakkuk ve otomatik dönem tahakkukuna dayalı açılan menfi davası niteliğindedir.
HMK."nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca mahkeme; çözümü hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
HMK."nun 281.maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
Somut olayda; mahkeme tarafından düzenletilen bilirkişi raporu ve ek rapor incelendiğinde; davaya dayanak 74.077,87 Tl lik tahakkuk kapsamında kalan tüm faturalar yönünden inceleme yapılmadığı ; incelemenin salt kaçak ve ek tahakkuk yönünden yapıldığı , endeks esaslı ek tahakkuk ve otomatik dönem tahakkuklarının inceleme kapsamına alınmadığı ve eksik incelemeye dayalı sözkonusu bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır .
Mahkemece; dosyanın 74.077,87 kapsamındaki taksitlendirilmiş tahakkuk kapsamında kalan tüm faturalar yönünden (yapılan ödemede nazara alınarak ) değerlendirme yapılması amacıyla ek rapor için önceki bilirkişi kuruluna tevdii ile hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınması; sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde hüküm oluşturulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.