3. Hukuk Dairesi 2017/377 E. , 2017/5030 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ve davacı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 11.04.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. ... Telciler geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; Davalının depo niteliğindeki taşınmazda kiracı olduğunu, 2013 yılı Ağustos ayının kira parasını da ödemediğinden 63.119,95 TL alacağın tahsili için İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün 2013/20660 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini istemiştir.
Davalı vekili; taşınmazın 20.05.2013 tarihinde tahliye edildiğini, taşınmazın anahtarlarının davacı kiraya veren şirketin idari işler şefi ....."a teslim edildiğini, ancak ....."ın anahtar teslimine ilişkin belgeyi imzalamadığını, bunun üzerine, Beyoğlu 19. Noterliğinin 06.06.2013 keşide tarihli ihtarı ile taşınmazın tahliye edildiği ve anahtarların ....."a teslim edildiğinin davacı şirkete bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının anahtar teslimini ispat edemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.01.2007 başlangıç tarihli ve 3+2 yıl süreli kira sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki niteliğindeki 15.05.2007 tarihli ve tarihsiz protokol ile 01.01.2007 başlangıç tarihli sözleşmenin 31.03.2013 tarihine kadar uzatıldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak başlattığı icra takibinde 2013 yılının Ağustos ayına ait kira bedelinin tahsilini talep etmiş, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmesi üzerine yapılan itiraz sonucunda takibin durduğu, davalının itirazında ve cevabında taşınmazı tahliye edip anahtarları teslim ettiğini bildirdiği görülmüştür. Davalı taşınmazı tahliye edip anahtarları teslim ettiğini iddia etmiş ise de anahtarları usulüne uygun teslim ettiğini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Bu nedenle takibe konu 2013 Ağustos ayı kira bedellerinin tahsili için takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu" nun 67.maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. icra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takibe konu kira bedelleri muayyen ve belirgin olduğundan davacı vekilinin talebi doğrultusunda hüküm altına alınan alacak üzerinden davacı yararına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi doğru doğru değil ise de; Hükümdeki bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden hükmün 2. bendinin icra inkar tazminatına ilişkin bölümünün çıkartılarak yerine “borca itiraz edildiği tarih itibariyle alacak tutarı likit ve muayyen olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 12.623,99 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” ibarelerinin eklenmek suretiyle hükmün 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 438.maddesi uyarınca düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.480 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, HUMK"nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.