20. Hukuk Dairesi 2015/4429 E. , 2016/261 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ..., A... köyünde bulunan 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın güneydoğusundaki yolun orman sayılan yer olduğunu iddia ederek, orman niteliğinde ... adına tescili istemi ile kadastro mahkemesine dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kadastro tespit harici yol olarak bırakılan yere açıldığından dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında yol olarak gösterildiği anlaşılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 13/08/2007 - 12/09/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman ve arazi kadastrosu çalışmaları yapılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesinin 3. bendi gereğince tespit tutanağı düzenlemeden haritasında yol olarak gösterildiği, ... .... taşınmazın orman sayılan yer olduğu iddiası ile bu davayı açtığı, bu haliyle davanın 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde belirlenen orman kadastrosuna itiraz davası olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece dava, çekişmeli yer hakkında tesbit tutanağı düzenlenmediğinden 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olmayıp, asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Halen yürürlükte olan kanunlarımıza göre orman kadastrosu 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre yapıldığı gibi 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre de yapılmaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/02/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesinde "çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin, Tarım Müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re"sen devam ettirilir.
Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur" hükmü bulunmaktadır.
3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince "Kadastro Mahkemesinin yetkisi (görevi) her taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar." Ancak, dava kadastro ekibince yapılan ve kısmî ilâna çıkarılan orman sınırlamasına itiraz niteliğinde olduğundan hak sahibi olan ... ve ..., orman alanları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında orman savı ile ilân süresi içerisinde 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinde dava açabilirler.
Somut olayda; yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesine göre yapılan arazi ve orman kadastrosu sırasında dava konusu taşınmaz aynı Kanunun 16/B maddesinin 3. bendi gereğince yol olarak gösterildiğine ve temyize konu orman kadastrosuna itiraz davasının 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinde askı ilân süresi içinde Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılıp taşınmazın orman sınırı içine alınmak suretiyle orman sınırının düzeltilmesi istendiğine ve 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi kadastro mahkemelerinin sadece arazi kadastrosu işleriyle ilgili olarak zaman bakımından görev ve yetkisini belirlemiş olduğuna göre .... davasının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 14/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.