11. Hukuk Dairesi 2015/2356 E. , 2016/577 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ....FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada....Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2014 tarih ve 2012/107-2014/231 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19/01/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılında “...” adıyla bir televizyon programı formatı oluşturduğunu ve aynı ismi taşıyan internet sitesi kurulduğunu, söz konusu formatın 20.09.2010 tarihinde notere onaylatıldığını, ...’nın ilk aşamasının Türkiye’de haftanın, ayın ve yılın kısa filmcilerini belirleyen bir TV programı oluşturmak olup kısa film çeken amatör ve profesyonel herkesin www.....com adlı siteye çektiği kısa filmleri yükleyerek izlenme oranlarına göre derece kazanarak haftanın kısa filmcisi olacağını, sonrasında ayın birinci, ikinci ve üçüncü kısa filmcisi seçilerek bu kişilere ödül verileceğini, aynı formatta ünlü bir yönetmen, senarist ve oyuncudan oluşan jürinin olacağını, oluşturulan internet sitesinde program hakkında ayrıntılı bilgi verildiğini, Kısa Film Dünyası’nın eser niteliğinde bulunduğunu, 29.03.2010 tarihinde “...” adlı marka başvurusunun ücreti yatırılamayınca 09.07.2012 tarihinde yeni başvuru yapıldığını, müvekkilinin 20.01.2011 tarihinde Kısa Film Dünyası isimli bir şahıs şirketi kurduğunu, davalılarca... logolu kanalda ... adıyla başlayan ve daha sonra ... adıyla devam eden bir program yayınlandığını, bu programın müvekiline ait kısa film dünyası adlı format ile birebir aynı olduğunu, müvekkilinden izinsiz çoğaltılıp yayınlanarak umuma iletilmek suretiyle müvekilinin FSEK"ten kaynaklanan mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini ve haksız rekabette bulunulduğunu ileri sürerek, FSEK’nın 68. maddesi gereğince şimdilik 50.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili şirkette halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışan ..."a husumet yöneltilemeyeceğini, ... adlı yarışma programının, müvekkili şirket tarafından tasarlanıp, ... televizyonunda yayınlandığını, bu programın formatının ilk kez 25.05.2011 tarihinde ...adıyla müvekkili şirket tarafından notere tasdik ettirildiğini, ... adlı programın formatının müvekkiline ait olduğunu, davacının dayandığı format ile müvekkiline ait formatın pek çok yönden birbirinden farklı olduğunu, formatların benzer olduğu tek noktanın “...i” olduğunu, telif hukukunda fikirlerin korunamayacağını, FSEK’ten kaynaklanan haklara tecavüz ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, aynı doğrultuda görüş bildiren her iki bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dayandığı program taslağının özgün olmadığı, herkesçe bilinen, kullanılan unsurlar taşıdığı, davacının dayandığı program taslağı ile dava konusu programın formatlarındaki belirleyici unsurların birbirinden farklı olduğu, davacının çalışması ile davalının programı arasındaki benzerliklerin dava konusu programın özelliğinden ve işin mahiyetinden kaynaklandığı, daha önceki tarihlerde benzer nitelikte yapımların gerçekleştirildiği, çeşitli yarışmacıların kısa filmlerinin gösterimi ve tanıtımı ile bir jüri tarafından değerlendirme yapılmasından oluşan bir televizyon yarışma programının "..." değil, "..." niteliğinde olduğu, soyut düşüncelerin telif hukuku kapsamında korunamayacağı ve soyut düşüncelerin eser sahipliğini ortaya çıkarmayacağı, özgün olmayan bu tür soyut tasarımların herkesçe farklı şekilde, farklı bir anlatım biçimi ile ifade edilebileceği, davalı tarafın dava konusu programının da bu soyut düşüncenin farklı bir biçimde anlatımı niteliğinde olduğu, davalı tarafın dayandığı soyut düşüncenin özgün olmayıp, iltibasın da söz konusu olmadığı, davacı tarafın eser sahipliği iddiası yerinde olmadığı gibi haksız rekabet de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.