4. Hukuk Dairesi 2019/2868 E. , 2021/1333 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve ...Mali Yatırım AŞ vekili Avukat Ramazan Arslan tarafından, davalı ... ve ... aleyhine 22/11/2017 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/10/2018 günlü karara karşı davacılar vekili ve davalılar vekili tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, Elazığı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/407 esas, 2018/435 karar sayılı kararının HMK"nın 353/-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/06/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davacılar vekilinin maddi tazminat yönünden temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili, Elazığ ili, Keban İlçesi, Keban Meslek Yüksek Okulu alanı içerisinde bulunan ve eski Etibank İşletme Tesislerinin bulunduğu alanda, ... tarafından 114.000 ton olarak belirlenen eski flotosyon atığının satışı için ihale yapıldığını, İhaleyi alan firma ... Müh. Müt. İnş. Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ödeme taahhütlerini yerine getirmediği için almış olduğu bu malı müvekkili ...Mali Yatırım AŞ"ye sattığını, ancak ödeme yapılmadan satışı söz konusu olan flotasyon atığını nakil ettikleri için idari para cezasına çarptırılan ... Müh...Şti bu paraya da itiraz ettiğini, bu arada ...Mali Yatırım AŞ tarafından, malın bedelinin kısmen ödendiğini, haklarını alamadığı, 22/06/2017 tarihinde davacı şirket ve şirket yetkilisi ... aleyhine ... vekili ... tarafından AHSA tarafından bedeli ödenmeyen, yer teslimi yapılmayan ve hatta ihalesi iptal edilen malzemeyi izinsiz olarak taşıdığı gerekçesi ile hırsızlık suçlamasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan bu haksız şikayet neticesinde müvekkillerinin manevi zarara uğradığını, ticari itibarının da zedelendiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalılar; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; dava dışı ... şirketinin, İl Özel İdaresi tarafından açılan ihaleye giren ve sözleşmeyi imzalayarak malı satın alan kişi iken ihale bedelini yerine getirme taahhüdünü tamamlayamadığını, bir kısım malzemeyi bedel ödemeden ve izinsiz olarak başka yere taşıdığını, davacı şirketin, olayda üçüncü şahıs iken çözüm süresinin uzaması nedeniyle esas firma haline geldiğini, flotasyon malzemesinin kamu malı niteliğinde olup tasarrufunun kamuya ait olduğunu, el konulması nedeniyle davacı şirketin anlaştığı başka şirketlerin bir zararının oluşmadığı, davalılardan ...’nın diğer davalı idarede kurum hukuk müşaviri olarak görev yaptığı ve amirlerinin bilgi ve müsaadesi ile suç duyurusunda bulunduğu, davacılar yönünden tazminat talep edilebilecek herhangi bir unsurun oluşmadığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacılar vekili ve davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, Elazığ 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/10/2018 tarih ve 2017/407 esas, 2018/435 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacıların açmış olduğu maddi tazminat talebinin reddine, davalılardan ... yönünden açılan manevi tazminat davasının reddine, davalılardan ...’nin davacılar tarafından kurum hesabına yatırılan paranın davaya konu mal bedeli olduğunu bilmesine rağmen suç duyurusunda bulunması nedeniyle yasal şikayet ve hak arama özgürlüğünü aşan bir eyleminin bulunduğu ve manevi tazminat şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın bu davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacılar vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa"nın 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını ve cezalandırılmasını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa"nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın "Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği" başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmış bulunmaktadır.
Türk Medeni Kanunu"nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikâyeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikâyet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikâyetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda; taraflar arasında gelişen olaylar dikkate alındığında, davalılardan İl Özel İdaresi şikayet hakkını kullanmış olup dosya kapsamında şikayet dilekçesi, soruşturma belgeleri, ihale sözleşmesinin sona ermesi, davaya konu ürünlerin dava dışı ... şirketine teslim edilmediğine dair belgeler gibi emareler mevcuttur. Davacıların, davalı idare yönünden de manevi tazminat talebinin reddi gerekirken bölge adliye mahkemesince kısmen kabul kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle HMK 371. maddesi uyarınca davalılardan ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davacılar vekilinin maddi tazminat yönünden temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.