3. Hukuk Dairesi 2020/5922 E. , 2021/9299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların murisi ... yanında 01.03.1989 tarihinde traktör sürücüsü ve kahya olarak işe başladığını, 15.01.2009 tarihinde davalılar tarafından işine son verildiğini; muhtelif işlerde zaman ve saat farkı gözetmeden işler sona erene kadar çalışmış olduğunu, fazla çalışma ücretlerini, azamı sınır olan yılda 90 saatten 20 yıllık çalışma hayatınca biriken ve hak ettiği 180 gün fazla çalışma ücreti ile 01/09/2008 tarihinden işten ayrılma tarihi olan 15/01/2009 tarihine kadar olan ücretlerini alamadığını; bu nedenle, 135 günlük çalışma süresinin de karşılığını talep ettiğini, 20 yıllık çalışmasının karşılığı olan kıdem tazminatını da talep ettiklerini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 15.709,83 TL kıdem tazminatı,1.252,50TL ihbar tazminatı, 8.038,33TL fazla mesai ücreti ve alamadığı 4,5 aylık maaşının davalılardan tahsilini istemiştir
Davalılar; hak düşürücü süre içerisinde açılmamış ve zamanaşımına uğramış davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece; "--Davanın açıldığı sırada yargılaması devam eden ve sonucunun beklenmesine karar verilen Finike Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2013/145 esas 2015/277 karar sayılı hizmet tespit davasının reddine karar verildiği ve 06/04/2016 tarihinde kesinleştiği, ---Davacının alacak kalemlerinin 4857 sayılı İş Kanundan kaynaklanan alacak talepleri olduğu, 1475 sayılı Yasanın 14 ve 4857 sayılı Yasanın 17 vd. maddelerine göre istenebilen kıdem ve ihbar tazminatı talepleri ile 4857 sayılı Yasanın 41. maddesindeki çalışma şartlarına göre belirlenen fazla çalışma ücreti talebinin aynı Yasanın 4/b maddesi gereğince 50 den az işçi çalıştırılan tarım işyerlerinde çalışanlar yönünden uygulanamayacağı,-- kesinleşen hizmet tespit davası ile davacının tespit edilen hizmetinin de bulunmadığı; her ne kadar, dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış ise de, alacak kalemlerinin 4857 sayılı Yasa kapsamında ileri sürülebilecek istemler olduğu nazara alınarak" davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu gereği kural olarak iş sözleşmesi gereği çalışan işçi ile iş veren arasındaki uyuşmazlıklarda İş Mahkemesi görevlidir. Ne var ki, 4857 Sayılı İş Kanunu 4. maddesinin (6} bendinde 50"den az işçi çalıştıran Tarım ve Orman İşlerinin yapıldığı iş yerlerinde ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olduğundan (6100 sayılı HMK m. 33) iddianın ileri sürülüş şekline göre dava; hizmet aktinin tespiti ile haklı nedenle fesh edilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı konusunda toplanmaktadır.
Mahkemece, hizmet akdinin tespitine ve ne şekilde fesh edildiği üzerinde durulmadığı gibi, feshin haklı olup olmadığı konusunda da bir değerlendirme yapılmamıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özelllikle gerekçeli kararda yer alan Finike Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2013/145 esas 2015/277 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, davalılar aleyhine sigortalılığın tespiti ile SGK kayıtlarına tescili davası açmış olduğu ve mahkemece davanın reddine karar verildiği ve verilen kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından 08.02.2016 tarihinde vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davacının taleplerinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ve mahkemece öncelikle, davacının hizmetinin bulunup bulunmadığı, hizmetin bulunduğunun anlaşılması durumunda ise davalı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı değerlendirilmeli, feshin işveren tarafından haksız yada işçi tarafından haklı olarak feshedildiğinin belirlenmesi halinde; işçinin, TBK.nın 491. ve devamı maddeleri hükümlerinde düzenlenen alacak ve tazminatları isteyebileceği gözetilmeli ve bu konuda davacının tüm delilleri ve davalının da karşı delilleri toplandıktan, gerekirse tanıkların anlatımlarına başvurulduktan sonra; hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece; eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.