1. Hukuk Dairesi 2015/15648 E. , 2016/1550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, TAHLİYE, ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve üzerindeki menkullerin kaldırılmasına yönelik istek hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin ise reddine, ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 79 ada 16 parsel sayılı taşınmaz ile 75 ada 143 parsel sayılı taşınmazı davalının haksız yere işgal ederek kullandığını, ihtar keşide ettiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, taşınmazlar üzerindeki menkullerin kaldırılmasına, 11.06.2012 tarihinden itibaren aylık 650.-TL olmak üzere toplam 3.900.-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı temsilcisi, davacının da, davalı şirketin ortağı olduğunu ve onun yönetim kurulu başkanı olduğu dönemdeki, istek ve rızası doğrultusunda 16 parsele akaryakıt tankı konulduğunu, diğer taşınmaza da yine davacının rızası dahilinde kum döküldüğünü, diğer ortaklarla anlaşmazlığa düşünce malzemelerin kaldırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, karar tarihi itibariyle dava konusu taşınmazlara davalının herhangi bir müdahalesinin bulunmadığı gerekçesi ile elatmanın önlenmesi ve menkullerin kaldırılmasına yönelik istekler hususunda karar verilmesine yerolmadığına, ecrimisil bakımından ise, davalının kum döktüğü alanın imar planına göre yaklaşık olarak yol ve park alanı olarak ayrılmış kısımda kaldığının tespit edilmiş olması karşısında davacının ecrimisil kazanmaya hakkı olduğuna ilişkin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeye konu arsa vasıflı 79 ada 16 parsel sayılı taşınmaz ile 75 ada 143 parsel sayılı taşınmazın 06.02.2012 tarihinde yenileme suretiyle davacı adına kayıtlı olduğu, davacının, noter kanalı ile 07.12.2012 tarihinde davalıya işgalini sonlandırması isteği ile keşide ettiği ihtarnamenin 11.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir.
Bir taraf, dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra davanın konusuz kalması durumunda harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz.
Öte yandan, ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle hak sahibine ödemek zorunda kaldığı bir tür haksız fiil tazminatıdır.
Somut olaya gelince, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/2 Değişik İş sayılı dosyasında 10.01.2013 tarihnide yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporlarında; dava konusu taşınmazlardan 75 ada 143 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kum ve tuğla, 79 ada 16 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kulübede ise bir adet yakıt tankının bulunduğunun bildirildiği, eldeki dosyada mahallinde yapılan keşif neticesinde teknik bilirkişi ..."ın düzenlediği 08.10.2013 tarihli raporda ise; 143 nolu parsel üzerinde az bir miktar kum ve kiremit, 16 nolu parsel üzerinde ise az miktarda tuğla bulunduğunun bildirdiği görülmektedir. Diğer bir söyleyişle çekişmeye konu taşınmazlara dava açıldığı tarih itibariyle davalının müdahalesinin olduğu ve keşif tarihi itibariyle bir kısım malzemenin de halen taşınmazlar üzerinde yer aldığı açıktır.
Ne var ki, teknik bilirkişiler ek raporlarında; keşifte gözlemlenen kumun, taşınmazın imar planına göre yaklaşık yol ve park alanı olarak ayrılmış kısımlarında yer aldığını bildirmiş ve mahkemece malzemelerin yol ve park alanı olarak ayrılmış bölümünde olduğu gerekçe yapılarak sonuca gidilmiş ise de; imar planının uygulamaya konulup konulmadığı ve imar uygulaması ile yeni mülkiyet ve geometrik durumun meydana gelip gelmediği araştırılmış ve buna ilişkin tapu kayıtları evrak arasına alınmış değildir.
Hâl böyle olunca; öncelikle, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda imar uygulaması yapılıp yapılmadığının, imar ile yeni mülkiyet ve geometrik durumun oluşup oluşmadığının ilgili tapu müdürlüğünden sorularak buna ilişkin tüm kayıtların evrak arasına alınması, imar uygulaması yapılmadığı ve taşınmazların halen davacı adına kayıtlı olduğunun saptanması halinde, yargılama sırasında davalının çekişme konusu taşınmazlara müdahalesine son verip vermediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, elatma olgusunun dava açıldıktan sonra sona erdiğinin, veyahut mülkiyet değişikliği sebebi ile davacının müdahale edilen bölümlerle ilgisinin kalmadığının ortaya konulması halinde elatma isteğinin konusuz kalacağının ve davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu dikkate alınarak yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceğinin düşünülmesi, öte yandan, davacı tarafça 11.06.2012 tarihinden dava tarihine kadar ki dönem için ecrimisil istendiği ve bu dönem içerisinde dava konusu taşınmazların davacı adına kayıtlı olduğu gözetilerek davacının ecrimisil isteği değerlendirilerek bu konuda tarafların gösterecekleri tüm deliller toplanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.