(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi 2020/367 E. , 2020/4068 K.
"İçtihat Metni" Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; asıl davada müvekkili ile davalı arasında ilk olarak 16.09.2009 tarihinde Sistem Kullanım ve Bağlantı Anlaşması imzalandığını, davalının 0cak 2007- Kasım 2009 dönemleri arası için müvekkil şirket aleyhine toplam 24 adet fatura ile 3.913,690 TL. ceza tahakkuk ettirdiğini, ceza faturası kesilmesinin haksız olduğunu ileri sürerek, 3.913,690 TL tutarındaki ceza ödemesinin ödeme tarihi olan 24.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davalının aralık 2009-Aralık 2012 dönemleri arası için müvekkil şirket aleyhine toplam 36 adet fatura ile 14.751,19 TL. ceza tahakkuk ettirdiğini, ceza faturası kesilmesinin haksız olduğunu ileri sürerek 14.751,19 TL. tutarındaki ceza ödemesinin ödeme tarihi olan 30.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; uyarıda bulunmak zorunda olmadıklarını, cezaların faturası düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, ayrıca ihtirazi kayıt koymadan ödeme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; ceza kesen davalı şirketin ceza kesmeden önce böyle bir uyarıda bulunmadığı, bu nedenle kesilen cezanın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olmadığı, her ne kadar bilirkişilerce sözkonusu anlaşmada ihtar koşulu bulunmadığından ceza tahakkukunun usulüne uygun olduğu belirtilmişse de, Bağlantı Anlaşmasının 16. maddesinde ceza tahakkuku için ihtar koşulunun varlığı kabul edildiği, davacı şirketin söz konusu cezayı tarihinde ödediği, haksız olarak alınan bu bedeli ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince; tarafların tacir olduğu, davacının ödemeleri yasal haklarını kullanacağı itirazı ile yapabileceği, davacının TTK’nın 21/2. maddesinde öngörülen sürede itirazda bulunmadığı gerekçesiyle esas hakkında yeninden karar verilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Borçlar Kanunu ve diğer yasal düzenlemelerde ihtirazı kayıt ileri sürme hakkının kullanılması belli bir şekle bağlı kılınmamıştır. Hak sahibi açıkça ihtirazı kayıt hakkını ileri sürmese bile, yaptığı eylem ve işlemlerden bu hakkını kullanmak istediği sonucu çıkarılabiliyorsa,bu hakkın kullanıldığının kabul edilmesi gerekir.
Her zaman bir borcun mevcut olup olmadığı bilinmeyebilir. Bu durumda borçlu şüpheyle de olsa borcu ifa etmişse bunu geri isteyebilir. Bu durumda ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur.
Somut olayda davalı tarafından taraflar arasında sözleşme bulunmayan dönem için Yöntem Bildirimine göre, sözleşme sonrası ise sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle geçmişe yönelik ihlaller nedeniyle ceza faturaları düzenlendiği ve davacı tarafından ihtirazi kayıt konularak ödenmesi kararlaştırılmasına rağmen ihtirazi kayıt konulmadan ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bir şirketin yetkili kurumları tarafından ihtirazi kayıt koymak kaydıyla ödeme yapılması konusunda karar alınmasına rağmen ödemenin ihtirazi kayıtla yapılmaması davacının ödemeyi yukarıda belirtilen çekincelerle yaptığının kabulünü kuvvetlendirmektedir.
Sözleşme öncesi döneme ilişkin ceza faturalarının dayanağı olan Yöntem Bildiriminin Danıştay tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu döneme ilişkin ceza faturalarının ödenmesi halinde iadesinin talep edilmesi her halükarda mümkündür. Aksine gerekçeyle bu döneme ilişkin talebin reddi doğru değildir.
Sözleşme döneminde ihtar şartına uyulmadan düzenlenen ceza faturalarının usulsüz olduğu konusunda gerek ilk derece mahkemesi ve gerekse Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi görüşlerinde uygunluk ve isabet vardır. Sözleşme çerçevesinde düzenlenmiş bir faturanın ödenmesi sonrası bu ödemenin sözleşme şartlarına uymadığı düşüncesiyle iadesi talep edilebilir. Bu talep için ödeme sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ihtiyaç yoktur. Kaldı ki az yukarıda belirtilen gerekçelerle davacının bazı çekincelerle ihtirazi kayıt koymaktan alıkonulduğunun kabulü gerekir. Dava konusu faturaların bir hakedişe konu edilmediği, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi 42. maddesinde belirlenen usulle bir ihtirazi kaydın da olayımız da uygulama yeri olmadığına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde redde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesince verilen kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Kararının KALDIRILMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
07.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.