10. Hukuk Dairesi 2018/1583 E. , 2018/9522 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyarak hükümde belirtilen gerekçelerle ... ve ... Başkanlığı yönünden davanın kısmen kabulüne, ... ve ... yönünden ise husumetten reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, davacı vekilinin temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 86. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Bir önceki bozma ilamımızda; çalışmaların geçtiği iddia edilen işyeri kamu kuruluşu olup, kamu kuruluşlarında çalıştırılanların hizmetlerinin kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Davalı ... tarafından, vakıf bünyesinde, davacının işçi statüsünde çalışmaya başlamasına dair bir onay veya başlayış yazısı olmayıp, bordro üzerinde bir ücret verilmediği ve ödeme yapılmadığı, vakıftan yardım talebi üzerine yardım yapıldığı, davacının vakıftan yardım aldığı sürelerde 26/04/2006 tarihinden 2008 yılına kadar Kaymakamlığa bağlı olduğu ileri sürülen halı ve klim kursunda temizlik işlerinde çalıştığı, 2008 yılından 15/11/2010 tarihine kadar ise ..."na bağlı ...İlköğretim Okulunda temizlik görevlisi olarak çalıştığı iddia edilmektedir. Davacının iddia ettiği çalışmaların iş görme ve bağımlılık unsurlarını içerdiği, zira davacının bu kuruluşta iş gördüğü ve bunu söz konusu halı ve klim kursu ile okul bünyesinden aldığı talimatlar doğrultusunda yani bağımlılık ilişkisi içinde gerçekleştirdiği, bu sırada vakfın, yapmış olduğu yardım karşılığında davacıyı adı geçen kuruluşta çalışmaya sevk ettiği görülmektedir. Gerçekte vakfın anılan yardımı bir sosyal yardım olup karşılıksız olması gerekirken dava konusu olayda, bu ödeme için bir karşılık olduğu iddia edilmektedir. Bu durumda, bahse konu ödemeyi ücret olarak nitelendirmek mümkün olur. Açıklamalar ışığında; öncelikle çalışıldığı iddia edilen Halı ve Kilim Kursunun İçişleri Bakanlığına mı yoksa Milli Eğitim Bakanlığına mı bağlı olduğu tespit edilmeli, davacının çalışmasının üçüncü kişi konumundaki ... tarafından ücret ödenmesi esasına bağlı olarak yapıldığı iddiası nazara alındığında, davada husumetin Halı ve Klim Kursundaki iddia edilen çalışmalar yönünden tespit edilen Bakanlığa, ... İlköğretim Okulundaki iddia edilen çalışmaları yönünden ise ...’na ait olduğu anlaşılmakta olup, davacının çalışma iddiası bu kapsamda değerlendirilip araştırılmalı sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiği anlaşılmış ise de, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Belirtilen açıklama ışığında somut olaya dönüldüğünde, Milli Eğitim Bakanlığına husumet yerinde olup mahkemece; Halı ve Kilim Kursunu düzenleyen Halk Eğitim Merkezine ait kayıtlar sorularak başka çalışan olup olmadığı belirlenip çalışan varsa dinlenmelidir. Okulda çalıştığı döneme ilişkin ilgili tarihlerde bildirimleri bulunan bordrolu tanık, öğretmen ve idareciler araştırılarak beyanlarına başvurularak karar verilmesi gerekirken, eksiklik yönünde araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmiştir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılardan Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.