3. Hukuk Dairesi 2015/17451 E. , 2017/5145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl dava yoksulluk nafakasının kaldırılması, birleşen dava yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı tarafından duruşma istemli temyiz edilmesi üzerine; davanın niteliği gereği duruşma isteğinin reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada, davacı, davalı ile İzmir 11.Aile Mahkemesinin 2010/738 Esas, 2011/455 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğunu, davalının 2012 yılından bu yana ....isimli kişi ile birlikte yaşadığını, 2013 doğumlu müşterek bir kız çocuklarının bulunduğunu, fiilen evli olduğunu, nafakanın kaldırılması gerektiğini belirterek 01/01/2013 tarihinden itibaren nafakanın kaldırılmasına, nafakanın kaldırıldığı tarihten itibaren haksız olarak yatırılan nafaka bedellerinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, bebeğin babası ile birlikte yaşamadığını, kısa bir süre arkadaşlık ettiklerini, daha sonra ayrıldıklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada, davacı, hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek nafakanın 400 TL"ye çıkarılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davalı-davacının boşandıktan sonra ailesinin yanına giderek Ankara"da onlarla birlikte yaşamaya başladığı, bu dönemde Yunus isimli bir şahıs ile arasındaki arkadaşlık ilişkisinin başladığı, bu ilişki sonucunda hamile kalıp çocuk sahibi olduğu, ancak daha sonra bu ilişkinin sona erdiği ve davalı-davacının öncesinde olduğu gibi ailesi ile birlikte yaşamaya devam ettiği ve bu dönemde ailesi ile birlikte İzmir"de yaşamaya başladığı, çocuğun doğumundan sonra baba tarafından tanındığı ve davalı-davacı ile çocuğun babası olan Yunus arasında çocuk nedeni ile özel günlerde bir takım görüşmelerin yaşandığı, ancak birlikte aynı evde yaşama gibi bir durumun söz konusu olmadığı gerekçesiyle nafakanın kaldırılmasına yönelik davanın reddine, birleşen dava yönünden ise davanın kısmen kabulü ile davalı-davacı ... için İzmir 11.Aile Mahkemesinin 2010/738 Esas, 2011/455 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan aylık
200,00TL yoksulluk nafakasının birleşen davanın açılış tarihi olan 24/10/2014 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 50,00TL ilavesi ile aylık 250,00TL yükseltilmesine ve belirlenen miktarda yoksulluk nafakasının davacı-davalı ..."dan alınarak davalı-davacı ..."a verilmesine karar verilmiş hüküm davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunun 176/3.maddesine göre; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Somut olayda; tarafların 01/06/2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davalı-karşı davacıya aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığı, davalı-karşı davacının 01/04/2013 tarihinde bir kız çocuğu dünyaya getirdiği, çocuğun ....tarafından tanındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacının, ....ile fillen evli gibi yaşadığının davacı tanıkları tarafından doğrulandığı, davacının iddiasını ispatladığı, davalı-karşı davacının bu fiili evlilikten çocuğunun olduğu, bu birlikteliğinin kısa sürmesinin veya daha sonra davalı-davacının ayrılmasının fiilen evliymiş gibi yaşama olgusunu ortadan kaldırmayacağı dikkate alınmalıdır.
O halde, mahkemece; koşulları oluştuğundan nafakanın kaldırılması davasının kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile asıl ve birleşen davada verilen hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.