3. Hukuk Dairesi 2015/18682 E. , 2017/5162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının, 18/09/2012 tarihinde davalı ile aralarında meydana gelen olayda darp görerek evden yaka paça dışarı atılmak suretiyle üzerindeki eşofmanlarıyla hastaneye gittiğini ve bu tarihten sonra da ailesiyle birlikte yaşadığını ve tarafların boşandıklarını, ancak davacının dolabındaki elbiseleri dahil olmak üzere hiçbir eşyasını ve ziynet eşyalarını davalıdan alamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde 10.000,00 TL ile çeyiz listesindeki eşyaların bedeli olan 22.191,00 TL"nin toplamı 32.191,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacıyı darp etmediğini, dava dilekçesinde belirtilen çeyiz eşyalarını davacıya iade ettiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalının, 17.135,00 TL"yi kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıya ödemesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır.
Davacı dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2) Diğer taraftan, İİK"nın 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.
Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verildiğinde, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.
Mahkeme hükmünde, "...davalının, 17.135,00 TL"yi kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıya ödemesine .." ifadesi ile yetinilmiş, bedeli hakkında hüküm kurulan eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gramı ayrı ayrı yazılmamış, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; bedeli hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3) Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir. Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı kanunun 27 ve 32.maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 27.maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30.maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, ...150/5.maddesinde gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda, davacı, dava dilekçesinde belirttiği ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Harca esas değer dava dilekçesinde 10.000,00 TL ziynet, 22.191,00 TL çeyiz eşyaları bedeli toplamı 32.191,00 TL olarak gösterilmiş, yargılama sırasında ziynet eşyaları yönünden dava değeri 25.220,00 TL"ye ıslah edilmiş, ve böylece dava değeri 25,220,00 TL ziynet ile
22.191,00 çeyiz eşyaları bedeli toplamı 47.411,00 TL artırılmış olmasına karşın, bu bedeller üzerinden yatırması gereken karar ve ilam harcını yatırmamış olduğu halde mahkemece hesaplanacak peşin harç eksiği tamamlatılmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4) Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenle tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.