Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18126
Karar No: 2014/12829
Karar Tarihi: 02.10.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/18126 Esas 2014/12829 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/18126 E.  ,  2014/12829 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 02/07/2013
    NUMARASI : 2010/286-2013/298

    Davacı C.. Ö.. vekili Avukat B.. Y.. tarafından, davalılar M.. K.. vdl aleyhine 15/06/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, 27 Aralık 2009 tarihli S..Gazetesi’nin 6. sayfasında "" Mafya Hesaplaşması Bavulda İnfazla Bitti"" başlığı altında verilen haberde ad ve soyadının kısaltılarak hatta yanlış yazılarak "... C.. Ö. " nün N.. ve arkadaşı P.."ı 16 milyon lira karşılığı PKK" lılara öldürttüğü ortaya çıktı..." ifadelerine yer verilerek kendisine iftira atıldığını, haber nedeniyle can güvenliğinin tehlikeye girdiğini ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın davalılardan tazminini talep etmiştir.
    Davalılar, davalılardan A.Ç.."a husumet yöneltilemeyeceğini, haberde davacının adının açıkça geçmediğini, haberin görünür gerçekliğe uygun olduğunu beyanla açılan davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, haberin gerçekle ilgisinin bulunmadığı, haber konusu cinayetle ilgili olarak davacıyla ilgili bir soruşturmanın da yapılmadığı ve haberin davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası"nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
    Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Davaya konu olayda; Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2010/20165 soruşturma sayılı iddianamesinden; müşteki Y.. N.."in 25/12/2009 tarihli ifadesinde "... N..Ö..’in öldürülmesinden sonra N.. Ö..’in kardeşleri olan M.. Ö.., E.. Ö.., M.. Ö.., R.. Ö.. ve C.. Ö..’in etrafa N.. Ö..’in öldürülmesi olayını C.. N..’in yaptırdığını yaydıkları, abisi C.. N..’in en son E... E.. ile birlikte olduğu, abisinin kendisine “bana bir şey olursa sorumluları E.. E., C.. Ö.. ve N.. Ö..’dür” şeklinde söylediği, kardeşinin beyanı dolayısıyla C.. Ö.., N.. Ö.. ve E.. E.. isimli kişiler hakkında şikâyetçi olduğu...” şeklinde beyanda bulunduğu, aynı şekilde diğer şikâyetçiler A.. Ö.., S.. N.. ve O.. N..’in de benzer iddialar ile davacı hakkında şikâyette bulunduğu anlaşılmaktadır. Soruşturma neticesinde, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinde diğer şüpheliler hakkında kasten öldürme suçundan davacı hakkında ise suçu bildirmeme suçundan dolayı kamu davası açılmış ayrıca davacı hakkında kan gütme saikiyle kasten öldürmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Bu durumda; haber veriliş anı itibariyle görünür gerçeğe uygun olduğundan o anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından yukarıda belirtilen ilkeler de dikkate alınarak basın sorumlu tutulmamalıdır. Davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığından istemin tümden reddedilmesi gerekirken, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi