3. Hukuk Dairesi 2015/19804 E. , 2017/5210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Üsküdar 2. Noterliği"nin 06/08/1992 tarih ve 50441 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile ....."ün, bu güne kadar sahip olduğu ve ölümü anına kadar sahip olacağı tüm mal varlığını yanında ikamet eden ..... oğlu ..."ya bıraktığını, bu şekilde kendisini mirasçı atadığını, Üsküdar 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/410 esas- 2009/645 karar sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılıp okunduğunu, itiraz olmadığından kararın kesinleştiğini, ancak vasiyetname gereğince tapuda işlem yapmak istediği zaman baba isminde sorun yaşadığını, babasının isminin gerçekte .....olduğunu ancak çevresinde ..... olarak tanındığını, bu nedenle vasiyet edenin de vasiyetnamedeki beyanında babasının ismini ..... olarak beyan ettiğini, sorunun bu nedenle kaynaklandığını ileri sürerek; Üsküdar 2. Noterliği"nin 06/08/1992 tarih ve 50441 yevmiye numaradaki vasiyetnamede mirasçı olarak atanan ..."ın babasının adının .....olduğunun, mirasçı olarak atananın kendisi olduğunun, ....."ün mirasçısının sadece kendisi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ""...Vasiyetnamenin açılması dosyasında murisin veraset ilamının alınmadığı, murisin kardeşinin çocukları olan yeğenleri bulunmasına rağmen yasal mirasçılarının yokluğunda ve kendilerine tebligat yapılmadan vasiyetnamenin açıldığı, vasiyetnamenin yasal mirasçılara tebliğ edilmediği görülmekle vasiyetnamenin usulüne uygun bir şekilde açılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda vasiyetnamenin açıldığının tespitine karar verilmiş ise de vasiyetnamenin mirasçılar huzurunda usulüne uygun bir şekilde açılmadığı, vasiyetnamenin açıldığının tespitine yönelik kararın yok hükmünde olduğu anlaşıldığından, bu vasiyetnamenin açılması kararına dayanılarak vasiyetname uyarınca atanmış mirasçılık belgesi verilemeyeceği mahkememizce kabul edilmiş ve davacının davasının reddi gerekmiştir.
Öte yandan ..."nın vasiyetname uyarınca atanmış mirasçı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda vasiyetname ile kendisine verilen mal varlığına
kavuşabilmesi için, öncelikle Üsküdar (Kapatılan) 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/410 sayılı dosyasında vasiyetnamenin açılması yok hükmünde olduğundan, İstanbul Anadolu Ahkam-ı Şahsiye ile görevli sulh hukuk mahkemesine yeni bir dava açmak suretiyle vasiyetnamenin usulüne uygun bir şekilde açılmasını talep etmesi, yeni açılacak bu vasiyetnamenin açılması davasında gerçek mirasçıların tespit edilebilmesi açısından mahkemeden yetki almak suretiyle murisin veraset ilamını alarak dava dosyasına sunması,mahkemece Üsküdar (Kapatılan) 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/410 sayılı dosyası getirtilip incelendikten sonra veraset ilamındaki mirasçılara gerekli davetiyeler yapıldıktan sonra vasiyetnamenin açılması, vasiyetname açıldıktan sonra davacının aynı dosyadan atanmış mirasçılık belgesi istemesi ve bu dosyadan alacağı belge ile intikaller konusunda gerekli işlemleri yaptırması gerekmektedir."" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vasiyetname ile mirasçı olarak atanan davacının TMK."nun 598. maddesi uyarınca kendisine mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi tarafından açılır ve ilgililere tebliğ olunur. Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır(TMK.md.596/1-2).
Dava konusu vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin Üsküdar 4. Sulh Hukuk mahkemesinin 2009/410-645 E.K. sayılı dosyasının incelenmesinde; vasiyet eden ....."ün ilgili nüfus müdürlüğünden mirasçılarını gösteren kayıtları ile ilgili yazı cevabı gelmeden, sadece Uyap sistemi üzerinden alınan nüfus kaydı çıkartıldığı, vasiyet edenin veraset ilamının alınmadığı, vasiyet edenin nüfus kayıtlarında bir kardeşi olduğu ve bu kardeşin ölümü ile mirasçı olarak yeğenlerinin bulunduğu, vasiyet edenin ölen kardeşinin çocukları olmasına rağmen, yasal mirasçılar yokluğunda ve kendilerine vasiyetname ve gerekçeli kararın tebliğ edilmediği, bu haliyle vasiyetnamenin mirasçılar huzurunda usulüne uygun şekilde açılmadığı ve gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmediği mahkemenin de kabulündedir.
TMK"nun 598. maddesinin birinci fıkrası hükmünde, başvuru üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere Sulh Mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, aynı maddenin ikinci fıkrası hükmünde de, mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından bir ay içinde itiraz edilmediği takdirde lehine tasarrufta bulunulan kimseye de atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilmesinin gerektiği açıklanmıştır. Aynı maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları hükmünde, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği ve ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkının saklı olduğu açıklanmıştır. Anılan madde metninden de anlaşılacağı üzere atanmış mirasçı belgesi verilmesi talebinin vasiyetnamenin açılmasına dair karar veren mahkemeden talep edilmesi zorunlu değildir. Bunun yanında atanmış mirasçılık TMK.nun 598. maddesi gereğince yasal mirasçılığı ortadan kaldıran bir neden değildir.
Davaya konu vasiyetname, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı atamaya ilişkindir (TMK. md.516). Atanmış mirasçılarda miras, miras bırakanın ölümü ile kazanılır (TMK.md.599/3). Mirasçı atanan kişi miras bırakanın ölümü ile terek üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır. Bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescii için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur. Atanmış mirasçıya, buna ilişkin
mirasçılık belgesi verilmesi (TMK. md. 598/2) yeterli olup, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda (resmi senet düzenlenmeksizin tescili) mümkündür ( Tapu Sicili Tüzüğü md. 21/a). Buna göre, davacı Tmk:nun 598/2. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alarak aynı sonuca ulaşabilecektir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalar ... olarak açılabileceği gibi, uyuşmazlık çıkartan diğer kişiler hasım gösterilerek hasımlı dava açılması da mümkündür. Mirasçılardan birisinin veya birkaçının daha önce ... dava açarak mirasçılık belgesi almış olmaları, hukuki yararları bulunması koşuluyla diğer mirasçıların daha sonra ... dava açarak mirasçılık belgesi istemelerine engel olmadığı gibi, böyle bir durumda diğer mirasçılar tarafından açılan davanın mirasçılık belgesinin iptali davası olarak görülüp sonuçlandırılması da mümkün değildir. Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda sadece nüfus kayıtları ile veya davacı tarafça gösterilen delillerin toplanması ile yetinilmemesi, gerçek mirasçıların belirlenmesine yarayacak bütün delillerin eksiksiz toplanması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; sözkonusu vasiyetnamenin açılması dosyasında, murisin bilinen tüm mirasçılarına usulüne uygun şekilde vasiyetname ile ilamın tebliğ edilmesi ve ilamın usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesi için davacıya süre verilip, o davanın sonucu eldeki dava açısından bekletici mesele yapılmalı, akabinde murisin mirasçıları davaya dahil edilmeli, mirasçılardan vasiyetnamenin iptali yönünde (saklı paylı mirasçı olmadıkları da gözetilerek) dava açıp açmadıkları saptanarak, gerçek mirasçıların belirlenmesine yarayacak bütün delillerin eksiksiz toplanması suretiyle, hasıl olacak sonuç dairesinde işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükümn bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.