4. Hukuk Dairesi 2013/18288 E. , 2014/12835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2012/488-2013/390
Davacı R.. E.. vekili Avukat A. Ö. tarafından, davalılar B.. C.. vd. aleyhine 22/10/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlali iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılardan B.. C.. tarafından kaleme alınan ve 20/09/2012 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan ""Büyük Devlet Şeyi"" başlıklı yazıda kendisi kasdedilerek "" "Adamı" diyeceğim ya dilim varmıyor, ... Değil büyük devlet adamlığına... Adamlığa sığmaz, ... "Büyük Devlet Adamlığı" bu kadar ... Büyük mü, küçük mü?.. Artık siz bilirsiniz..."" ifadelerine yer verilerek adamlığa uymayacak nitelikler taşıdığının ima edildiğini ayrıca Orta Doğudaki suç örgütlerini kucaklayıp mezhep savaşlarını kışkırttığı, kanlı iç savaşları körükleyip onlara para, silah ve militan sağlamakla itham edildiğini, eleştiri sınırlarının aşılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirtmiş ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, söz konusu yazının eleştiri kapsamında kaldığını, yazının büyük devlet adamı olmanın ne demek olduğunu Türkiye" nin iç ve dış siyasetinden yapılan örneklemelerle sorgulayıp kamuoyunun yorumuna sunduğunu, siyasi bir kişilik olan davacının sert eleştirilere katlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; eleştiri sınırlarının aşıldığı ve kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu sözlerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna bağlı olarak gelişen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde ele alınıp, ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilmelidir. Gerek Dairemizin gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin istikrar kazanmış uygulamalarında; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünün; sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirleri değil aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadeleri de kapsadığı belirtilmiş; ifade özgürlüğü olmadan "demokratik bir toplum"dan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne göre; siyasetçilere yönelik eleştirinin sınırı özel kişiler için olandan daha geniştir ve bu durum günümüzde yerleşik bir ilke haline gelmiştir. Bu bağlamda siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanması gerekir. Çünkü siyasetçi, zorunlu ve bilinçli olarak, eylem ve davranışlarını, gazetecilerin ve vatandaşların dikkatli bir kontrolüne açık bırakmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kamuyu ilgilendiren, genel nitelikli sorunlara ilişkin alanlarda ifade özgürlüğüne sınırlama getirilemeyeceğini kesin bir dille belirtmektedir. (AİHM 26118/10 Eon / Fransa kararı) Ayrıca bir yazı veya açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilirken, bütününe bakılması gerektiğinin, kullanılan ifadelerin nasıl bir içerik ile verildiğinin üzerinde durulmaktadır. (AİHM 23144/93 Özgür Gündem / Türkiye kararı)
Davaya konu köşe yazısı, davacının Başbakan olarak görev yaptığı dönemde yaptığı bir konuşmada kullandığı ""Terörist yetişmediği için mi imam hatipleri kapattınız ?..."" şeklindeki sözleri üzerine yazılmıştır. Davalının yazısı bir bütün olarak incelendiğinde; davacının sözlerinden yola çıkılarak terör eylemleri ve ülkenin dış politikası ile yönetimine dair bazı değerlendirmelerde bulunulduğu görülmektedir. Davacının siyasi kimliği de göz önüne alındığında, bu gibi ağır eleştirilere katlanması gerekir. Mahkemece; davaya konu yazının eleştiri niteliğinde olup, ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı gözetilerek; istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.