22. Hukuk Dairesi 2017/2403 E. , 2017/2102 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı İsteminin Özeti:
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek, yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarihli, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Kanun"un 297. maddesine uygun olmalıdır.
Somut olayda Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarih 2015/11937 esas, 2015/23708 karar sayılı bozma ilamında aynı gerekçelerle bozma kararı verilmiş, Mahkemece bozma kararına uyularak hüküm kurulduğu belirtilmesine rağmen bu kez de tüm hüküm fıkralarında bent sonuna "bu konuda verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına," ibaresi eklenmiştir. Ayrıca harç yönünden bozma öncesi hüküm kurulduğundan bahsedilerek hüküm kurulmamış, yargılama giderleri yönünden ise bozma öncesi kurulan hüküm kesinleştiğinden sadece bozma sonrası davacı ve davalı tarafça yapılan giderler hakkında hüküm kurulmuştur.
Ayrıca karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı yararına reddedilen kısım üzerinden hesaplanan avukatlık ücreti de hatalı hesaplanmıştır.
Bu durum bozma sebebi ise de yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın 1-7 nolu bentlerinde "bu konuda verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına," cümlesinin hükümden çıkartılmasına, 8, 9, 10 ve 12. bentlerin tamamıyla silinerek yerine aşağıdaki şekilde hüküm fıkralarının sırasıyla;
1-Toplam 13.731,37 TL Brüt Kıdem tazminatı alacağına iş akdinin fesih tarihi olan 26.03.2012 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka faiz oranı uygulanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Toplam 3.092,32 TL brüt ihbar tazminatı alacağından 500,00 TL"sinin dava tarihi olan 27.03.2012 tarihinden itibaren, 2.592,32 TL"sinin ıslah tarihi olan 30.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (değişen oranlar göz önüne alınarak) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Toplam 1.528,25 TL maaş alacağından 200,00 TL"sinin dava tarihi olan 27.03.2012 tarihinden itibaren, 1.328,25 TL"sinin ıslah tarihi olan 30.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (değişen oranlar göz önüne alınarak) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının 5.000,00 TL fazla çalışma alacağının REDDİNE,
5-Davacının 500,00 TL genel tatil alacağının REDDİNE,
6-Davacının 3.000,00 TL hafta tatili alacağının REDDİNE,
7-Davacının yerinde görülmeyen yıllık izin ücretine dair talebinin REDDİNE,
8-Kabul edilen miktara göre alınması gerekli 1.253,62 TL karar ve ilam harcından 148,50 TL nisbi peşin harç ve 449,75 TL ıslah harcının düşülerek bakiye 655,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan 1,855,45 TL yargılama giderinden kabul/red oranı gözetilerek 937,25 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafça yapılan 451,30 TL yargılama giderinden kabul/red oranı gözetilerek 223,00 TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı yararına red edilen kısım ile ilgili 2.157,47 TL nisbi ücreti vekaletin (12. maddesi de nazara alınmak suretiyle) davacıdan alınarak davalıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.