Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10702
Karar No: 2017/5228
Karar Tarihi: 13.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/10702 Esas 2017/5228 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/10702 E.  ,  2017/5228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili; müvekkili davacının davalı ile evli iken boşandıklarını, davalının babası ve abisinin düğün sabahı müvekkiline düğünde ve nişanda takılan 105 adet çeyrek altını, 8 adet adana burma bileziği, 1 takım seti, ve bir kol saatini, 3 adet yüzüğü ve küpelerini ve toplanan 3.000,00 TL"yi alarak evden ayrıldıklarını, eve tekrar geldikleride davalının müvekkiline ait altınları bozdurduğunu ve üzerine de paraları koyarak araba aldığını söylediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ziynet ve dava dilekçesinde ayrıntıları yazılı çeyiz eşyaları yönünden 10,000 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 12/03/2015 tarih ve 2014/9544 Esas, 2015/4084 karar sayılı ilamı ile "1-)Dava dilekçesinde davacıya ait takılar ayrı ayrı izah edilmemiştir. 6100 Sayılı HMK md.31 uyarınca;
    Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Sözkonusu yasal düzenleme uyarınca; davacıya ait takıların ayrı ayrı açıklaması istenmeli bu doğrultuda tanık beyanları yeniden alınmalı, gerektiğinde bilirkişiden bildirilen miktar ve niceliğe göre ek rapor alınarak elde edilecek sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken; eksik inceleme ve araştırmayla davanın reddi cihetine gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 2-) Taraflar arasında görülen boşanma davasında verilen Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 06.07.2010 Tarih 2009/9357 Esas 2010/13495 Karar Sayılı İlamından "...davalı (birleşen dosya davacısı) kadının eşini istemediğini söylemesine ve hakaretlerine karşılık; davacı (birleşen dosya davalısı) kocanında birlik görevlerini yerine getirmediği, ailesinin davalı (birleşen dosya davalısı kadına) şiddet uygulayıp evden kovmalarına sessiz kaldığı ...." anlaşılmakla; iş bu yargılama dosyasında davacı kadının evden şiddet görerek ayrıldığı sabit olduğundan; dava dilekçesinde bildirilen ve davacı tarafından ispatlanacak eşyalar yönünden davanın kabulü gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla tanıklara dava dilekçesindeki eşyalara yönelik somut açıklamalar yaptırılmaksızın sözkonusu eşyalar yönünden davanın tamamen reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.

    ./..

    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde HGK.nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
    Mahkemenin Yargıtay"ca verilen bozma kararına uyması sonucunda kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde karar vermesi gerekir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karşın bozma ilamı doğrultusunda bir inceleme yapılmamıştır. Davalı vekili, bozma ilamından sonra cevap dilekçesi sunarak tanıklarını bildirmiş, mahkemece bozmadan önce dinlenen davacı tanıkları ile davalının bildirdiği tanıklar dinlenmiş ve davalı tanıklarına üstünlük tanınarak karar verilmiştir.
    AİHS"nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılamanın etkin ve makul bir süre içinde bitirilmesi için 6100 sayılı HMK’da düzenlemelere yer verilmiş olup, bu bağlamda delil gösterilmesi dilekçelerin teatisi (dava, cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap) aşamasına hasredilmiştir. Tarafların, Kanunda belirtilen bu sürelerden sonra delil gösterebilmeleri ancak iki yasa maddesinde belirtilen hallerle sınırlıdır. Onlar da; iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesini düzenleyen 141. madde ile sonradan delil gösterilmesinin hüküm altına alındığı 145. maddedeki durumlardır.
    HMK 145. madde hükmü, “Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.”; HMK 141. madde hükmü ise, “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” şeklindedir.
    Bu açıklamalar ışında somut olay incelendiğinde; davalının cevap dilekçesi vermediği hususunda bir tartışma bulunmamaktadır. Dava dilekçesinin usule uygun ihtar içerir şekilde tebliğinden sonra iki haftalık süre içerisinde delillerini bildirmeyen davalının sonradan delil gösterebilmesi için HMK’nın 145. maddesinde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyeti de somut olayda ileri sürülmüş değildir. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesini düzenleyen 141. madde koşulları da oluşmamıştır. Usulüne uygun tebligata rağmen yasal süresi içinde davaya cevap vermediği gibi herhangi bir delil de bildirmeyen davalının, bozma ilamından sonra bildirdiği tanıkların dinlenilmesi mümkün değildir. ( HGK . 20/04/2016 tarih, 2014/2-695 Esas, 2016/522 Karar )
    Kaldı ki, bozma ilamında “bu doğrultuda tanık beyanları yeniden alınmalı” denmek suretiyle, önceki dinlenen davacı tanıklarının yeniden dinlenilmeleri gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulması ile birlikte davacı yararına usuli

    müktesep hak oluştuğu dikkate alınarak, bozma ilamına uygun bir şekilde sadece davacı tanıklarının beyanlarına göre karar verilmesi gerekirken; bozma ilamı dışına çıkılarak, davalı tanıklarının beyanları alınmak suretiyle yeniden delil toplanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi