Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2231
Karar No: 2018/9595
Karar Tarihi: 20.11.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/2231 Esas 2018/9595 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/2231 E.  ,  2018/9595 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, yersiz ödendiği iddiası ile aylıkların iadesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davalıya,09.04.1999 tarihinde vefat eden 1479 sayılı Yasa sigortalısı babası üzerinden, 01.05.1999 tarihinden itibaren aynı yasa hükümlerince, ölüm aylığı bağlanmış, Kurumca, davalının 01.01.1989-28.06.2011 tarihleri arasında kendi çalışmalarına dayalı 2925 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olması ve 01.07.2011 tarihinden itibaren bu çalışmalara dayalı yaşlılık aylığı alması nedeni ile davalı Kurumca, 2013 yılında yapılan işlemle, başlangıçtan itibaren ölüm aylıkları iptal edilerek, 01.11.2007-25.06.2013 tarihleri arasındaki aylık tutarı davalıya borç kaydedilmiş, yersiz ödemenin tahsili amacıyla eldeki dava açılmıştır.
    İhtilaf konusu dönemde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasanın 45. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi hükmüne göre “yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine” aylık bağlanacağı öngörülmüş; 46. maddenin 2. fıkrasında ise, bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başlama aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir. Hal böyle olunca, davalının ölüm aylığı aldığı dönemde maddede belirtilen ölüm aylığının kesilmesi nedenlerinin davalı yönünden mevcut olduğu anlaşılmakta olup, Mahkemenin, davalı yönünden ölüm aylığı tahsisi şartlarının bulunmadığı ve yersiz ödenen aylıkların iadesinin gerektiğinin kabulü isabetli ise de, iadesi gereken tutarın tespiti bakımından yapılan araştırma yetersizdir.
    5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
    a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
    b)Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:13.02.2011-6111 S.K./44.mad) yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermektedir.
    Hal böyle olunca, dava dosyasından, davacı kurum tarafından verilen cevap içeriklerinde dava konusu edilen dönemlerin farklı dönemleri içerdiği dikkate alınarak, bu konudaki çelişkinin giderilmesi için, hangi tarihler arasında davalıya yapılan ödemelerin borç tahakkuk ettirildiği tespit edilerek, 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesi kapsamında Kurum işlem tarihine göre dava konusu dönem ve davalının iade ile yükümlü olduğu tutar belirlenerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi