10. Hukuk Dairesi 2016/9402 E. , 2018/9610 K.
"İçtihat Metni"........
Dava, davalı Kurumca gönderilen haciz ihbarnamesinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı ...... 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Eldeki uyuşmazlığın 6183 sayılı Yasanın 79 maddesinin 4. fıkrasında dayanağını bulan ve bir yıllık süre içerisinde genel mahkemede açılması gereken menfi tespit davası niteliğinde olduğu, sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesinin görevli olmadığı belirgin ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23.05.2012 tarih 2012/2387-6672 Esas-Karar sayılı ilamına uyulara....... Hukuk Mahkemesinin 20.11.2012 tarihli İş Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi karşısında, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
2-6183 sayılı Kanunun “3. şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlığını taşıyan 79. maddesine göre; "Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir..." düzenlemesine göre, kamu borçlusunun 3. şahıslardaki anılan madde kapsamına giren menkul mal alacak ve haklarının haczine ilişkin bildirime (haciz ihbarnamesine) karşı 3. şahıs tarafından yedi gün içerisinde itiraz edilmediği taktirde mal elinde, borç zimmetinde kalmış sayılacak ve 3. şahıs bu Kanun hükümleri çerçevesinde takibata tabi tutulabilecektir.
5510 sayılı Kanunun 88. maddesine göre ise, Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır.
Dosya kapsamına göre, 21.07.2008 tarihli temlikname ile, temlik eden dava dışı...... temlik olunanın ise davalı ....….........olduğu, dava dışı......… Ltd. Şti. tarafından tanzim edilen, ....... muhtelif tarihli 7 faturaya dayalı 121.044,74TL alacağının tamamının devir ve temlik edildiği, temlikname düzenlendiğinin hem .......ı hem de davalı Kuruma bildirilmesi üzerine, Kurumca dava dışı........… Ltd. Şti.’nin borçlarından dolayı..... hitaben düzenlenen 18.11.2008 tarihli haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği, haciz ihbarnamesi içeriğinde alacağın temlikinden de bahsedildiği, davacı tarafça haciz ihbarnamesine itiraz edilmeden, temlik eden ve temlik olunan şirketlerde hataya düşülerek, ödemelerin haftalık ödeme planları çerçevesinde yapılacağının Kuruma bildirildiği, sonrasında davalı Kuruma ödeme yapılmayarak gerek icra gerekse banka kanalıyla davalı .... … Ltd. Şti.’ne bir kısım ödemeler yapıldığı, yapılan ödemelerden bir kısmının ise davalı ....… Ltd. Şti. tarafından borçlarına mahsup edilmek üzere davalı Kuruma verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacaklarının imtiyazlı alacak olduğu, dava dışı ...d… Ltd. Şti.’nin davacıdan olan alacağını temlik etmesinin amme borçlusu sıfatını sona erdirmeyeceği, haciz ihbarnamesine konu borcun, davacının, ....… Ltd. Şti.’ne olan borcu olduğu ve .... … Ltd. Şti.’nin davacıdan olan alacağını temlik etmesinin sonuca etkili olmadığı gözetilmelidir. Buna göre, haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra süresinde Kuruma 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi kapsamında itirazı bulunmayan ve bu nedenle borç yedinde sayılan davacının, dava dışı .... … Ltd. Şti. veya davalı ....… Ltd. Şti.’ne banka, icra kanalıyla ve diğer şekillerde ödeme yapması usulsüz olup, haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle davacının hak edişlerinden dava dışı ....… Ltd. Şti.’nin ne kadar hak ve alacağı bulunduğu yöntemince hesaplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......