3. Hukuk Dairesi 2021/5913 E. , 2021/9324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı yüklenici şirketten 29.09.2009 tarihinde taşınmaz satış sözleşmesi ile bir daire satın aldığını, sözleşme gereği kararlaştırılan satış bedelinin 180.000 Amerikan Dolarını peşin olarak ödendiğini, bakiye 427.000 Amerikan Doları için farklı vadelerde teminat amaçlı bono düzenlendiğini, kararlaştırılan vadelerde taşınmazın satış bedelinin tamamını ödediğini, bunun üzerine davalı şirket ile aralarında 27.500 Amerikan Doları bedelli senet ve sözleşme kapsamında borcunun kalmadığına dair iki ayrı protokol düzenlendiğini, ancak yapılan ödemeler nedeniyle bir kısım bonoları teslim almayı unuttuğunu, sonrasında davalı şirkette mimar ve şantiye şefi olarak çalışan davalı ...’ye kendisine teslim edilmeyen ancak ödediği senetlerin ciro edildiğini, davalı ... tarafından aleyhine takip başlatıldığını, bunun üzerine davalı şirkete başvurduğunda şirket yetkililerinin şantiyedeki işlerinden kaynaklı olarak davalı ...’ye 40.000,00 TL civarında borçlarının bulunduğunu, en kısa zamanda ödeme yapılarak takibin geri çekileceğini bildirdiğini, ancak davalı ...’nin takibe devam ettiğini, düzenlenen senetlerin nama yazılı olarak düzenlenmesi gerekirken emre yazılı olarak düzenlenmesi sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... tarafından aleyhine başlatılan İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2015/30534 Esas sayılı dosyası ile takip dosyasına konu 31.10.2012 vade tarihli 27.500 Amerikan Doları, 30.11.2012 vade tarihli 25.000 Amerikan Doları, 31.12.2012 vade tarihli 25.000 Amerikan Doları bedelli, üç adet bonodan kaynaklı borçlu olmadığının tespitine, bonoların ve takibin iptaline ve davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... davanın reddini dilemiş, davalı ... Yapı İnşaat Ve Turizm Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, göreve ilişkin ara kararının davalı ... tarafından temyizi üzerine temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ve esas yönünden de davanın kabulüne, İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2015/30534 Esas sayılı dosyasında takibe konu olan 31.10.2012 vadeli 27.500 USD bedelli, 30.11.2012 vadeli 25.000 USD bedelli, 31.12.2012 vadeli 25.000 USD bedelli senetler yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, senetlerin davacı yönünden iptaline, koşulları oluşmadığı kanaatine varıldığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde,
6100 sayılı HMK"nın 326. maddesinde; "Yargılama giderleri, kural olarak davada haksız çıkan ve aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir." hükmüne yer verilmiştir. Davada haksız çıkan tarafa yükletilecek olan yargılama harç ve giderleri hem davayı kazanan tarafın daha önce peşin ödediği, hem de (karar ve ilam harcı ve Devlet Hazinesi tarafından peşin olarak ödenen giderleri gibi) devlete ödenmesi gereken harçlar ve giderlerdir. Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir (HMK 323/1-ğ).
Somut olayda; Mahkemece davanın kabulü ile birlikte, davalı ..."nin davacının senetlerini ciro yoluyla davalı şirketten devraldığı, neticede davacı tarafından verilmiş ve sahte olmayan senetlere dayanarak icra takibi başlattığı, iş bu davadaki kararın temelinin senetlerin yasa gereği geçersiz olduğu hususuna dayandığı gerekçesiyle, harç ve vekalet ücretinden sadece davalı ... Yapı İnşaat Ve Turizm Ltd. Şti.’nin sorumlu olmasına karar verilmiş ise de, davada haksız çıkan tarafın ilgili davada iyi niyetli olmasının, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Mahkemece, değinilen bu yön göz ardı edilerek hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HUMK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün 3. fıkrasındaki “davalı ... Yapı şirketinden,” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “davalılardan," ibaresinin yazılmasına, hükmün 4. fıkrasındaki “davalı ... Yapı şirketinden” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “davalılardan," ibaresinin yazılmasına, hükmün 5. fıkrasındaki “davalı ... Yapı şirketinden” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “davalılardan," ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.076,70 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ..."ye yükletilmesine, peşin alınan 44,40 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.