Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18704
Karar No: 2017/5359
Karar Tarihi: 17.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/18704 Esas 2017/5359 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/18704 E.  ,  2017/5359 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkili olan kurumun alacağından dolayı Yenitaşkent Belediye Başkanlığı aleyhine Mersin 1.İcra Müdürlüğü"nün 2009/5128 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını; dava konusu borcun, sulama işi için kullanılan su motorunun abonesiz düz bağlı olarak kullanılmasından dolayı tutulan kaçak elektrik tutanağına göre hesaplanan borç bedelinden kaynaklandığını, söz konusu belediyenin daha sonra ... bünyesine dahil edildiğini ve bu belediyenin de icra takibine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile davalının %40 oranından az olmamak şartı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...; davacı kurum çalışanlarınca tutulan tutanağın gerçeği yansıtmadığını, söz konusu su motorunun kendilerine ait olmadığını, demirbaş listelerinde bu motorun bulunmadığını, motorun kime ait olduğunun da bilinemediğini ve muhatap bulunamadığını; bunun üzerine bağlı olunan muhtarın beyanına göre tutanak tanzim edildiğini, anılan su motoru ile civardaki köy okulunun bahçesinde bulunan ağaçların sulamasının yapıldığını, yani bu motorun kamu hizmetinde kullanıldığını, motorun kendilerine ait olmadığı gibi sulama işlerinde herhangi bir görevlendirmenin de yapılmadığını, belediyenin kurulmasından önce söz konusu uygulamanın başladığını,bu nedenlerle kendilerine atfı kabil bir kusur bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; bahsi geçen su motorunun davalı belediyeye ait olmadığı, belediyenin kurulumundan önce kamusal amaca yönelik ilkokul bahçesindeki ağaçların sulanması amacı ile elektrik kullanılarak su motorunun çalıştırıldığı, bu hususta belli bir muhatap ve görevlinin bulunmadığı, davalı tarafa atfı kabil bir kusurun da olmadığı, dönemin belediye başkanı ve mahalle muhtarının aynı olaydan dolayı yargılanarak beraat

    ettikleri gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kaçak su kullanımından kaynaklı, itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen, Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi hükmünde; "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme, yeni Türk Borçlar Kanunu"nun 74.maddesi hükmünde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir.
    Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Beraat kararının tespit ettiği vakıa bakımından kesin delil teşkil edebilmesi için, beraat kararında o vakıanın mevcut olup olmadığının delillerle kesin biçimde tespit edilmiş olması gerekir. Buna karşılık, delil yetersizliğinden verilmiş beraat kararı, konusu olan vakıanın mevcut olup olmadığını delillerle kesin biçimde tespit etmediği için hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil etmez.
    Somut olaya gelince;davacı kurum görevlilerince 11.02.2008 tarihinde Yenitaşkent Belediyesi adına kaçak tutanağının düzenlendiği, tutanak içeriği incelendiğinde ise 30 kwh gücünde Gamak marka motorun elektriğe düz bağlı,sayaçsız, abonesiz olarak kullanıldığı ve Yenitaşkent Belediyesi Köy İlkokulu yanında kurulu olduğunun belirtildiği,tutanağın altının davacı kurum görevlileri tarafından imzalandığı; ancak, köy/mahalle azasının ise tutanağı imzalamaktan imtina ettiği, sonrasında ise davacı kurum görevlilerince 22.05.2009 tarihli aynı yere ilişkin tutulan tutanakta ise, köy ve mahalle halkından alınan bilgiye göre 11.02.2008 tarihli tutanakta tespit edilen orman sulaması ve okul bahçesinin sulamasında kullanılan 30 kwh"lik motorun Yenitaşkent Belediyesi"ne ait olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği ve bu tutanağın ise mahalle muhtarı Şeref Yıldırım,mahalle sakinleri ve davacı kurum görevlileri tarafından imza altına alındığı anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar, mahkemece; bahsi geçen su motorunun davalı belediyeye ait olmadığı, belediyenin kurulumundan önce kamusal amaca yönelik ilkokul bahçesindeki ağaçların sulanması amacı ile elektrik kullanılarak su motorunun çalıştırıldığı, bu hususta belli bir muhatap ve görevlinin bulunmadığı, davalı tarafa atfı kabil bir kusurun da olmadığı, dönemin belediye başkanı ve mahalle muhtarının aynı olaydan dolayı yargılanarak beraat ettikleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de;

    dosya kapsamında yer alan Mersin 8.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/969 Esas 2013/276 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; mahalle muhtarı olan Şeref Yıldırım ve o tarihte Yenitaşkent Belediye Başkanı olan İsmail Çarşılı"nın karşılıksız yararlanma suçundan yapılan yargılamaları neticesinde delil yetersizliğinden beraatlerine karar verildiği sabit olmakla; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de dikkate alındığında, ceza mahkemesince delil yetersizliğinden verilen beraat kararının hukuk hakimini bağlamayacağı kuşkusuzdur. Nitekim ceza dosyası kapsamında bilgisine şüpheli sıfatı ile başvurulan ve hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen Alpay Yanal"ın savcılık aşamasında verdiği ifadesi,yine ceza dosyası kapsamında bilgisine başvurulan bir kısım tanık beyanları, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ve yine eldeki dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; 11.02.2008 tarihli kaçak tutanağının aksinin ispat edilemediği ve söz konusu kaçak tespit tutanağı gereğince davalının kaçak su kullanımı yaptığının kabulü gerektiği açıktır.
    Hal böyle olunca, mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, davalı tarafça aksi ispat edilemeyen 11.02.2008 tarihli kaçak tespit tutanağı gereğince; davalının tarafına tahakkuk ettirilen kaçak su kullanımı nedeniyle sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmesi; bu nedenle, alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden kaçak tespit tutanağı tarihinde yürürlükte olan tarife hükümleri de irdelenmek suretiyle Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle davalının sorumlu olduğu kaçak su kullanım bedelinin belirlenmesi ve hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi