Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19886
Karar No: 2017/5374
Karar Tarihi: 17.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19886 Esas 2017/5374 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/19886 E.  ,  2017/5374 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili ,müvekkili ... adına kayıtlı görünen 0539 218 45 38 numaralı Avea hattına ait telefon faturasından dolayı davacı hakkında.....4. İcra Müdürlüğü"nün 2009/4124 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin Avea hattına ait böyle bir telefon numarası olmadığını, müvekkilinin kimliğinin kullanılarak sahte evraklarla müvekkili adına hat alınıp kullanıldığını,müvekkilinin .....Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu ,.....5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/4 Esas, 2013/94 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere ilgili telefon hattına ait abonelik sözleşmesindeki imzaların müvekkiline ait olmadığının imza incelemesinde ortaya çıktığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili ,davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece,davacı abone sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmiş ise de, fiilen hattı kullandığının anlaşıldığını, imzayı davacının yerine başka birisinin veya bir yakınının da atmış olmasının ihtimal dahilinde olduğu,davacının ceza dosyasında katılan sıfatı bulunduğu halde sanık hakkında verilen beraat kararını temyiz etmediği böylece davacının davasının sübuta ermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
    İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
    Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve 2003/19-781 E., 2003/768 K. ve HGK" nun 14.5.2014 gün 2013/19-1155 E, 2014/660 K sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
    1-Bu durumda davacı borçlu borcun varlığını inkar ettiğine göre somut olayda ispat yükü davalı üzerindedir.
    2-Somut olayda, davacı adına kayıtlı görünen 0539 218 45 38 numaralı telefon hattını hiç kullanmadığını, abonelik sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi ise 07.04.2015 havale tarihli bilirkişi raporu ile abone sözleşmesindeki imzanın davacının elinin ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemenin sözleşmedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile anlaşıldığına göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi