20. Hukuk Dairesi 2015/2810 E. , 2016/449 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 04/12/2014 gün ve .../... – .../... sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin son fıkrası ve aynı Kanuna 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi ile 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince, karar düzeltme incelemesi yapma görevinin Dairemize ait olduğu anlaşılmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
1) Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilâmında benimsenen gerektirici nedenlere göre davalı ... vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.
2-) Her ne kadar 5. Hukuk Dairesince “Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan dava tarihindeki değerine hükmedilmesi gerektiğinden, bilirkişi kurulu raporunda sözü edilen tarih itibariyle tespit edilen 33.702,00.-TL bedel uygun olduğundan taleple bağlı kalınarak 25.000,-TL"ye hükmedilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın cebri icra ile satış tarihi esas alınarak yapılan hesaplamaya göre az değer biçilmesi” doğru değil denilerek yerel mahkemenin hüküm fıkrasının birinci paragrafından (KISMEN) kelimesinin çıkarılmasına ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendinden (22.880,37) rakamlarının çıkarılmasına, yerine (25.000) rakamlarının yazılması suretiyle yerel mahkeme kararı düzeltilerek onanmış ise de;
Hukuksal dayanağını kusursuz sorumluluktan alan ve kusura değil tehlike prensibine dayanan davada, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince, davacının zararından davalı ... sorumludur. Buna göre, davalı ...nin sorumlu bulunduğu tazminat miktarı belirlenirken, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunludur. Burada ilke şu olmalıdır. Zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da o miktarda olmalıdır. Eş söyleyişle, oluşan gerçek zarar ne kadarsa, tazminat da o kadar olacaktır, ödenecek tazminat o miktarda olmalıdır ki, eğer zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin malvarlığı ne durumda olacak idiyse, ödenecek tazminatla, aynı durum tesis edilebilsin (HGK’nın 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. 125 K., 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 427 K., 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E /668 K. sayılı ilamları).
Bu açıklama ışığında somut olaya dönüldüğünde; davacının zararı davanın açıldığı tarihte oluşmamış, davacının taşınmazı cebri icra ile satışı yoluyla kaybettiği tarihte oluşmuştur. O halde, somut olaydaki gerçek zararın da, davacı adına olan tapu kaydının cebri icra satışı yoluyla 3. kişiye geçtiği tarihe göre belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla, davacının
zararı davanın açıldığı tarihte değil, cebri icra ile satışı tarihinde oluştuğundan, uğradığı zararda bu tarihte taşınmazın sahip olduğu gerçek değer ne ise odur. Bu itibarla dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı yasal gerekçelere göre, mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın cebri icra satış tarihi esas alınarak yapılan hesaplamaya göre karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile önceki düzelterek onama ilamı kaldırılarak yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı ...nin karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 04/12/2014 gün ve .../... – .../... sayılı düzeltilerek onama ilâmı kaldırılarak yerel mahkemenin 26/05/2014 gün ve .../...-.../... sayılı usûl ve kanuna uygun bulunan kararının ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 18/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.