(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/30376 E. , 2020/7024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı ... Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının 2006 yılından 2013 yılına kadar kesintisiz olarak davalı iş yerinde çalıştığını, iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti taleplerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı vekili ve davalı ... Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı yasanın 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi hükmüne göre 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından işyeri devirlerinde belirtilen hüküm uygulanmalıdır. Anılan hükme göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
Somut olayda, davalılar arasında iş yeri devri olduğu sabit olup davacı iş yerini devreden ... Gıda .... İhrç. İth. A.Ş ‘ de 5 ay çalıştıktan sonra devralan ... Gıda San. ve Tic. A.Ş de alışmasına devam etmiştir. Bu durumda davalı ... Gıda .... İhrc. İth. A.Ş kendi dönemindeki süre ve ücretle sınırlı olarak davacının kıdem tazminatı alacağından sorumlu olacaktır. Bu sorumluluğu hakkında da kanunen belirlenmiş hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Anlatılanlar kapsamında dosya değerlendirildiğinde, Mahkeme tarafından her ne kadar davacının çalışma süresinin davalı ... Gıda .... İhrc. İth. A.Ş’ de 1 yılın altında olması nedeni ile davalı hakkındaki davanın tümden reddine karar verilmiş ise de bu tespit hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Davacının yaptığı işin mevsimlik olduğu mahkemenin de kabulündedir. İşin niteliği, davacı ve davalı beyanları ile tanık ifadeleri ile anılan işte özellikle sezon döneminde yoğun çalışmalar yapıldığı sabittir. Yine davalı işyerinde çalışan başka işçilere ait olan ve Dairemiz temyiz incelemesinden geçen emsal dosya da (Dairemizin 2016/33484 esas sayılı dosyası) davacının sezon diye tabir edilen işlerin yoğunlaştığı dönemlerde günlük 12 saat, diğer dönemlerde günlük 9 saat çalışıldığının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Aynı iş yerinde, aynı koşullarda, aynı işi yapan işçilerin çalışma saatlerinin de aynı olacağı dikkate alındığında ve dosya kapsamı ve emsal dosyadaki kabulde birlikte değerlendirildiğinde, çalışma saatlerinin sezon dönemlerinde 08.00-20.00 saatleri arasında olduğu ve 1,5 saat ara dinlenme ile işçinin haftalık 18 saat fazla mesai yaptığı , sezon dışı dönemlerde günlük 9 saat çalışma ile haftalık 9 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek davacının fazla çalışma alacağının belirtilen süreler esas alınarak hesaplanması gerekmekte olup, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.