3. Hukuk Dairesi 2016/4665 E. , 2017/5415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 18.04.2017 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile aleyhine temyiz olunan davalılar vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00" e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; taraflarca imzalanan 10.10.2013 tarihli protokol ile 2 adet taşınmaz ve Yin Taşımacılık Limited Şirketindeki hisselerin müvekkiline devri konusunda anlaşma sağlandığını, ayrıca protokolde edimler karşılıklı olarak yerine getirildiğinde tarafların birbirinden bir hak ve alacaklarının kalmayacağının kararlaştırıldığını, ancak davalı tarafın taşınmaz ve hisse devri için para talep etmesi nedeniyle müvekkilinin davalı şirkete 350.000 TL, diğer davalı ..."a ise 435.000 TL ödemek zorunda kaldığını, protokole rağmen ödenen para nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; 350.000 TL"nin davalı şirketten, 435.000 TL"nin ise davalı ..."dan faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkili şirketin ortağı olan diğer müvekkili ..."ın limited şirket hisse devri yönünden tasarruf yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle protokolün davacı ile müvekkili ... arasındaki bir hukuki ilişki olduğunu, ayrıca davacı tarafın protokol uyarınca feragat edilecek davalardan feragat etmediğini, dolayısıyla hisse devrinin bila bedel yapılmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflarca imzalanan 10.10.2013 tarihli protokol ile davalı şirketin dava dışı limited şirkette olan hisselerini, davalı ..."ın ise iki adet taşınmazını davacıya devretmeyi kabul ettiği, aynı protokolde tarafların taşınmaz ve hisse devirleri nedeni ile birbirlerinden hak ve alacaklarının kalmadığının kabul edildiği, söz konusu taşınmazların ve hisse devrinin davacı adına yapıldığına ilişkin taraflar arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça, davalıların talebi üzerine zorda kaldığından
.davaya konu bedellerin ödendiği ileri sürülmüş ise de, TBK"nun 78. maddesinin, borçlanmadığı edimi kendi isteği ile yerine getiren kimsenin bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geriye isteyebileceği hükmünü içerdiği, davacının gönderdiği havalelerde ödeme sebebi ile ilgili açıklama yapmış ise de, zorunlu olarak ödediğine dair herhangi bir ihtirazı kaydın yer almadığı, dolayısıyla davacının davalılara gönderdiği parayı geri talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 10.10.2013 tarihli protokol uyarınca; davalı ...’ın sahibi bulunduğu iki adet taşınmaz ile diğer davalı şirketin sahibi bulunduğu dava dışı limited şirketteki hisselerini davacıya devretmeyi taahhüt ettiği, protokolde davalı şirketin herhangi bir taahhüt altına girmediği, zira davalı ..."ın diğer davalı şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olmadığı, davalı şirketin noterde düzenlenen 15.11.2013 tarihli hisse devir sözleşmesiyle sahibi olduğu dava dışı limited şirketteki hisselerini davacıya 350.000 TL karşılığında devrettiği, davalı ..."ın ise sahibi bulunduğu iki adet taşınmazın mülkiyetini 20.11.2013 ve 21.11.2013 tarihli resmi satım sözleşmeleri ile davacıya naklettiği, davacının gerek noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesinde gerekse taşınmaz devri nedeniyle yaptığı banka ödemelerinde herhangi bir ihtirazı kaydının bulunmadığı, ayrıca protokolde yer alan "taraflar taşınmazlar ve hisse devirleri nedeniyle birbirlerinden hak ve alacakları kalmadığını kabul, beyan ve taahhüt ederler" hükmü tek başına değerlendirilemeyeceği gibi davacının protokole göre feragat etmeyi taahhüt ettiği takip ve dava dosyalarından feragat etmediği, dolayısıyla davacının protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, dosya kapsamıyla sabittir.
Buna göre; davacı, taşınmazların ve limited şirketin hisselerinin devri için ödediği bedelin iadesini davalılardan isteyemeyecektir.
O halde, mahkemece davanın açıklanan bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün onanmasına karar verilmesi HUMK"nun 438/son maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu itibarıyla doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilmek süretiyle düzeltilerek ONANMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar için takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.