1. Hukuk Dairesi 2015/15880 E. , 2016/1906 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, kadastro tespiti sırasında davalı olması sebebi ile malik hanesi boş bırakılan 669 ada 5 nolu parselle ilgili olarak... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 18.07.2000 tarih ve 2000/382 Esas, 2000/689 sayılı kararı ile ..."nın kayyım olarak atandığını, yaptırılan tahkikatta anılan taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı bina ve bahçeyi davalıların kullandığının belirlendiğini, ecrimisil ödemeleri konusunda davalılara tebligat gönderildiği halde sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 01.01.2005 tarihinden itibaren toplam 11.775,00.- TL ecrimisilin işgal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmazın kadastrosunun kesinleşmemiş olup, malik hanesinin boş olduğunu, malik hanesinin doldurulması ve adlarına tescil hususunda açtıkları davanın derdest olup sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının somut bir kişi adına kayyım tayin edilmediğinden aktif dava ehliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince; ""...Mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı bu iş ve işlemler nedeniyle, 3561 Sayılı Kanun kapsamında bir yönetim kayyımı olan ... burada hazineyi temsilen hareket etmemekte; aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumak için işlem yapmaktadır....avukatının vekil tayin edilmiş olması da ... adına hareket ettiğini kabul için yeterli değildir. Öte yandan, Defterdarın taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açtığı eldeki dava yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti olmadığı gibi, işlemi de harçtan müstesna kılınmamıştır. Diğer taraftan, İ... kayyım olarak atanmasına dayanak teşkil eden 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2/son maddesinde de “Kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır.” hükmüne yer verilmiş ise de burada yargı harçlarından bağışıklığa ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır(HGK. nun 12.10.2011 gün ve 2011/3–629 E. 2011/613 K. sayılı ilamı) 492 sayılı Harçlar Kanunun “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32.maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam
olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir. Belirtilen madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler göz ardı edilerek, dava açılırken usulünce yatırılmış yargı harcı olmadan yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Buna göre mahkemece yapılacak iş; davacı kayyıma anılan yargı harçlarını ödemesi konusunda usulünce önel verilerek, sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır."" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, harç ikmal ettirildikten sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ecrimisile konu 669 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı olması sebebi ile malik hanesinin boş bırakıldığı, tapu sicil kaydının beyanlar kısmında; mülkiyetinin ...Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1957/726 Esas sayılı dosyadan davalı olduğuna ve üzerindeki evin ..."a ait olduğuna dair şerhlerin mevcut olduğu, mahkemece yapılan yazışmalar neticesinde, şerhe konu dava dosyasının bozma ilamları neticesinde en son 1960/491 Esas numarasını aldığı, Ne var ki; mülkiyet ihtilafına ilişkin dosyanın akıbeti tespit edilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Öte yandan; yargılama sırasında davalıların, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/96 Esas sayılı dosyasından çekişmeye konu taşınmazın adlarına tescili hususunda tescil davası, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/383 Esas sayılı dosyasından ise kayyımlık kararının kaldırılması hususunda dava açtıkları ve anılan davaların da halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, öncelikle malik hanesi boş olan dava konusu taşınmazla ilgili ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1957/726 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlanıp sonuçlanmadığının araştırılarak, sonuçlanmış ise anılan dava dosyasının getirtilip çekişme konusu taşınmazın kimin adına tescil edildiğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, yok şayet sonuçlanmamış ise anılan dava dosyasının ve öte yandan davalıların açmış olduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/96 Esas ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/383 Esas sayılı dava dosyalarının neticelerinin beklenmesi, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.