(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29943 E. , 2020/7044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili,müvekkilinin davalı vakıfa ait müze evinde bekçi olarak çalıştığını, her gün 7,5 saati aşan 6 saat fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmasını sürdürdüğünü beyan ederek fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalının Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının vakfa ait müzede kendisine tahsis edilen yerde ailesi ile birlikte yaşadığını, fazla çalışma hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışması için kendisine talimat verilmediğini, müze ziyareti yapılmadığı zamanlarda kendisine tahsis edilen konutta istirahat ettiğini ücret alacağının bulunmadığını savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 63. maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda; davacı haftanın her günü 7,5 saati geçen 6 saat çalışma yaptığını beyan etmiş, davalı ise davacının vakfa ait müzede kendisine tahsis edilen yerde ailesi ile birlikte yaşadığını, müze ziyareti yapılmadığı zamanlarda tahsis edilen konutunda istirahat ettiğini ve fazla çalışma yapmadığını savunmuştur.
Mahkemece, davacının 24 saatlik çalışma düzenine göre günlük 14 saat çalıştığı, davacı beyanı da gözönüne alındığında günlük 6 saat fazla çalışma yaptığı, iki haftada bir de pazar günleri çalışması nedeniyle, ayın iki haftasında 36 saat iki haftasında ise 42 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Ancak, davacının çalıştığı müze binasında ailesi ile birlikte yaşadığı, aile yaşamı ve iş yaşamının iç içe geçtiği, davacının yaptığı işin niteliği, çalışma şekli ile davacı tanıklarının davacıyla birlikte çalışmasının bulunmadığı da dikkate alınarak ara dinlenme süresinin 10 saatten daha uzun olacağı kabul edilip sonuca gidilmesi dosya kapsamına daha uygun düşecektir. Ayrıca hesaplanan miktardan yapılacak indirimin hakkın özünü ortadan kaldıracak bir oranda olmamak üzere kabul edilen indirim oranından daha fazla olması gerekir. Hatalı değerlendirmeyle sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.