Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/13692
Karar No: 2020/616
Karar Tarihi: 14.01.2020

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/13692 Esas 2020/616 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2019/13692 E.  ,  2020/616 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık

    Hükümlü ...’ın hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-b ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kahramankazan Asliye Ceza Mahkemesinin 07/01/2019 tarihli, 2018/216 Esas, 2019/10 Karar sayılı kararının kesinleşmesini müteakip anılan karara karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 18/11/2019 tarihli ve 94660652-105-06-14238-2019-Kyb sayılı “Kanun Yararına Bozma” isteminde bulunulduğundan, bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/11/2019 tarihli ve 2019/114642 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelenip görüşüldü:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısında;
    “Dosya kapsamına göre; sanığın katılana ait olan cep telefonunu çaldığından bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, katılanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılınca alınan 30/01/2017 tarihli beyanında cep telefonunun 28/01/2017 tarihinde çalındığını belirtmesine rağmen, Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09/04/2018 tarihli ve 2018/240 sayılı iddianamesinde suç tarihinin 30/01/2017 tarihi kabul edildiği, yine Mahkemesince de sanığın olay tarihinde işyerinde olup olmadığına dair yapılan araştırmaların 28/01/2017 tarihi değil, 30/01/2017 tarihi baz alınmak suretiyle yapılarak olay tarihinde sanığın bahse konu olay yerinde olup olmadığının netleştirilmediği, kaldıki Mahkemesince mahkumiyet hükmüne gerekçe olarak sanığın olay yerinde olduğu kabul edilmiş ise de olay gününü gösteren ve sanığın kullanmış olduğu cep telefonunun HTS kayıtlarının getirtilmediği, bununla birlikte, sanığın bahse konu cep telefonunu ... Merkez Camii karşısında bulunan cep telefonu dükkanından ikinci el olarak satın aldığını belirtmesine rağmen bu hususa dair de herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmakla, sanığın adına kayıtlı bulunan telefon hattının katılanın cep telefonunda kullanılmış olmasının tek başına mahkumiyet kararı verilmesine yeterli olmadığı gözetilmeyerek, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal değerlendirme:
    5237 sayılı TCK’nin 141. maddesi;
    “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklinde;
    Aynı Kanun’un 142. maddesi ise;
    “(1) Hırsızlık suçunun;
    a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
    b) (Mülga: 18/6/2014-6545/62 md.)
    c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
    d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında, e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
    f) (Mülga: 2/7/2012-6352/82 md.) İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
    (2) Suçun;
    a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
    b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
    c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
    d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
    e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
    f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
    g) (…) (1) büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
    h) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
    (3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
    (4) (Ek: 6/12/2006 – 5560/6 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.
    (5) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Dairemizin de iştirak ettiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.06.2014 tarihli, 2013/13-203 Esas, 2014/308 Karar sayılı kararı “Sanığın, 2001 model olup suç tarihinde ekonomik değeri yüksek olan bir aracı kimlik bilgilerini ve açık adresini bilmediği arkadaşı "..." lakaplı ... isimli kişiden emanet aldığını söylemesi, aşamalarda aracı emanet aldığı bu kişinin ismini kısmen değiştirerek ifade etmesi, soruşturma ve kovuşturma makamlarının ısrarına rağmen aracı emanet aldığını iddia ettiği kişiye ait kimlik ve adres bilgileri vermekten kaçınması ve sabıkalı geçmişi de dikkate alındığında hırsızlık suçlamasıyla muhatap olan sanığın sadece hayali bir isim zikretmekle suçlamadan kurtulmayacağını bilecek yaşam ve adli tecrübeye sahip olması ve gerçekte var olan bir kişiden aracı emanet alması durumunda suçlamadan kurtulmaya yönelik olarak aracı emanet aldığını söylediği kişinin bulunması için daha etkin bir çaba göstermesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklindedir.
    İnceleme konusu somut olayda:
    Katılan ...’ın 28/01/2017 tarihinde saat 07.00 sıralarında Sony marka Xperia M5 model cep telefonunu çantasının içine koyup fermuarını kapattığı ve çantasını beline taktığı, kahvaltısını bitirmesini müteakip çantasını kontrol ettiğinde fermuarının açıldığını ve çantasının içinde bulunan cep telefonunun çalındığını anlayarak Cumhuriyet Başsavcılığına bu hususta müracaatta bulunduğu, suça konu telefonun iletişim kayıtları incelendiğinde katılandan sonra telefonun ilk olarak 02.02.2017 tarihinde hükümlüye ait GSM hattı ile kullanıldığının tespit edildiği, yapılan tahkikat netincesinde telefonun ...’dan ele geçirildiği ve telefonun hükümlü tarafından ...’ın eşi olan ...’a hediye edildiğinin tespit edildiği, dosya arasında yer alan belgeye göre hükümlünün suç tarihi itibarıyla olayın gerçekleştiği şantiyede çalıştığı, hükümlünün soruşturma aşamasındaki ifadesinde suça konu telefonu çalmadığını belirtmesine karşın kimden ve nereden satın aldığına ilişkin bir beyanda bulunmadığı; kovuşturma aşamasındaki savunmasında ise telefonu ... Caminin karşısındaki bir telefoncudan satın aldığını, dükkan sahibinin ismini bilmediğini belirttiği olayda; 03.06.2014 tarihli, 2013/13-203 Esas ve 2014/308 Karar sayılı Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararında da belirtildiği üzere, suç tarihinde katılan ile aynı şantiyede çalışan hükümlünün suça konu telefonu aldığı kişi hakkında kesin bir bilgi vermemesi, satın almaya ilişkin bir belge ibraz etmemesi, suça konu telefonun suç tarihinden kısa bir süre sonra hükümlüye ait GSM hattı ile kullanılması, telefonun hükümlü tarafından bir yakınana hediye edilmesi ve telefonun hükümlünün yakınından ele geçirilmesi hususları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin kabul ve değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ VE KARAR:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 14/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi