14. Hukuk Dairesi 2016/3741 E. , 2016/10860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.07.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak davanın reddine dair 31.12.2014 gününde karar verilmiştir. Mahkemenin 01.10.2015 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı asil veya vekiline tebliğ edilmeyen hükmü, davacı asil 13.01.2015 tarihinde temyiz etmiştir. Mahkemece 28.01.2015 tarihinde düzenlenen tebligat gideri ve dosyanın Yargıtay"a gidiş dönüş masrafı olan 700,00 TL."lik giderin 7 günlük kesin süre yatırlımazsa temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağına dair muhtıra, davacı vekiline 30.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece 11.02.2015 tarihinde usulüne uygun tebligata rağmen posta giderinin tamamlanmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine dair ek karar verilmiş, bu ek karar davacı vekiline 12.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekillerinin tebligat giderini karşılamasıyla mahkemece gerekçeli karar davalılara tebliğ edilmiş ve hükmün 20.05.2015 tarihinde kesinleşmesine karar verilmiştir. Davacı vekili, 20.07.2015 havale tarihli dilekçesiyle davacı vekil olmasına rağmen kendisine gerekçeli kararın tebliğ edilmediğini, kanunlara göre vekille takip edilen işlerde vekile tebliğin zorunlu olduğunu, mahkemenin kararı kesinleştirme işleminin usulsüz olduğunu belirterek gerekçeli kararın kendisine tebliğini talep etmiştir. Mahkemece 01.10.2015 tarihli 2. ek kararında, "Uyuşmazlık, gerekçeli kararın vekile tebliğ edilip edilmemesine ilişkin olmayıp, anlaşmazlığın esasını, mahkememizce çıkarılan muhtıra ve
temyiz talebinin reddine yönelik kararlara karşılık, tebligat ve Yargıtay"a gidiş-dönüş masraflarının karşılanmaması oluşturmaktadır. Karar aşamasından sonra yapılacak karar ve temyiz dilekçesi tebliğ giderleri için gerekli olan 259,60 TL, tebligat gideri, dosyanın Yargıtay"dan dönüşünden sonraki Yargıtay İlamı tebliğ giderleri için gerekli 268,60 TL tebligat gideri, iki adet yurt dışı tebligat harcı 88,00 TL, dosyanın Yargıtay"a gidiş-dönüş gönderme ücretini oluşturan 83,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam 700,00 TL gider avansı davacı vekili tarafından verilen kesin süreye rağmen karşılanmamıştır. Sonuç itibariyle davacı vekilinin yeniden tebligat işlemlerine başlanması suretiyle, kaybedilen temyiz imkanının yeniden sağlanmasına yönelik talebinin yerinde bulunmadığı" gerekçesiyle davacı vekilinin yeniden gerekçeli karar tebliği ile kesinleştirme kararının kaldırılması yönündeki talebinin reddine karar verilmiş, 08.10.2015 tarihinde tebliğ edilen 2. ek kararı, davacı vekili 14.10.2015 tarihinde temyiz etmiştir.
Tebligat Kanunu"nun 11. maddesine göre, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.
Somut olayda; dosya içerisinde gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ edildiğine ilişkin tebligat evrakı bulunmadığına göre davacı vekilinin gerekçeli kararın kendisine tebliğine ilişkin talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ek karar verilmesi doğru görülmemiş, 11.02.2015 ve 01.10.2015 tarihli ek kararların, kesinleştirme şerhinin kaldırılarak hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile 11.02.2015 ve 01.10.2015 tarihli ek kararların, kesinleştirme şerhinin kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.12.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
K A R Ş I O Y
Temyizin reddine ilişkin ek kararın kararda açıklanan nedenlerle onanması düşüncesindeyim. Sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.