4. Hukuk Dairesi 2021/493 E. , 2021/1368 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı...Göz Hastalıkları Tedavi ve Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. vekilleri Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/03/2012 gününde verilen dilekçe ile muarazanın men"i ve cezai işlemin iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/10/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, cezai işlemin iptali ve muarazanın meni istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı ... Sosyal Güvenlik Kurumunun 03/02/2012 tarihli yazısı ile 46 hastaya ait 57 işlemin yapılmadığı halde fatura edildiği, yine 153 hastaya ait 193 işlemin gerçekte yapılmayan bir teşhis ve tedavi yapıldığı şeklinde faturalandırıldığı gerekçesi ile toplam 264.346,00 TL cezai şart ile yersiz ödenen 34.900,60 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkilinden tahsili istendiğinden, yersiz ödeme ve cezai şart tahsili işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, SGK uygulamasının protokol hükümlerine göre yerinde olduğunu, haksız davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen 02/06/2014 tarihli, 2012/343 Esas, 2014/332 Karar sayılı ilk kararda; dinlenen tanık beyanları uyarınca davanın kabulü ile Adana Sosyal Güvenlik Kurumunun 03/02/2012 tarih ve B.13.2....4.01.20.01/XIV-971-01/2257983 sayılı yazısıyla uygulanan toplam 264.346,00 TL cezai şart ile yersiz ödeme nedeniyle 34.900,60 TL olmak üzere toplam 299.246,60 TL miktarındaki işlemin iptaline karar verilmiştir. Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20/10/2015 tarihli ve 2014/16206 Esas, 2015/11758 Karar sayılı ilamı ile davada, davacı tarafından verilen sağlık hizmetleri sonucu düzenlenen faturalarda davalının yapmış olduğu cezai şart ile ilgili işlemin doğru olup olmadığının çözümünün gerektiği, buna göre mahkemece hastaların tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesi gerektiği gibi, hastaların rahatsızlıkları ve yapılan işlemler nazara alınarak, konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak heyetten, denetime uygun rapor temini ile sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle mahkemece verilen ilk kararın bozulmasına, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Bozma kararına uyan mahkemece verilen 23/10/2020 tarihli ve 2016/477 Esas, 2020/299 Karar sayılı son kararda; davanın kabulü ile Adana Sosyal Güvenlik Kurumunun 03/02/2012 tarih ve B.13.2....4.01.20.01/XIV-971-01/2257983 sayılı yazısıyla uygulanan toplam 264.346,00 TL cezai şart ile yersiz ödeme nedeniyle 34.900,60 TL olmak üzere toplam 299.246,60 TL miktarındaki işlemin iptaline karar verilmiş olup karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. HMK’nun 281. maddesinde,tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu olaya ilişkin olarak mahkemece alınan 24/12/2018 tarihli ilk bilirkişi raporu ile ikinci kez alınan 17/07/2020 tarihli rapor arasında açık bir şekilde çelişki bulunmasına rağmen mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve nedeni de izah edilmeden, 17/07/2020 tarihli ikinci bilirkişi raporuna itibar olunarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir.
Şu halde; mahkemece önceki raporlar arasındaki çelişki giderilmek üzere, önceki bilirkişi heyetinden farklı şekilde oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, açık ve denetime elverişli rapor alınarak ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 24/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.