3. Hukuk Dairesi 2015/19558 E. , 2017/5584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının açtığı boşanma davasına karşılık açtığı ve tefrik edilen işbu davada; daha önce açılan.... 3. Aile Mahkemesinin 2010/580-1057 e.k. sayılı boşanma davasının reddine karar verildiğini, 06/12/2010 tarihinde müşterek konuta girmesini önlemek için davalının kapı kilidini değiştirdiğini, eve giremeyeceğini telefonla bildirdiğini, bunun üzerine annesinin evine gitmek zorunda kaldığını, düğünde takılan hiçbir takıyı almasına izin vermediğini, eve girmemesi için tehdit edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 23.500,00 TL takı alacağının dava tarihinden yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraflar arasında dört defa boşanma davası açıldığını, daha önce açılan davalarda davacının ziynet eşyalarının evde kaldığını iddia etmediğini, davacının takıların bir kısmını bozdurarak vadeli hesaba yatırdığını,.... 3. Aile Mahkemesinde açılan davada tanık olarak dinlenen davacının ağabeyinin beyanına göre davadan sonra davacı ile birlikte müşterek haneye gittiklerinin belirtildiğini, ziynet eşyalarının müşterek hanede bırakılmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; düğünde davacıya takılan ve davacıya ait olan ziynet eşyaları ve takı paralarının davalı tarafından geri verilmek üzere sarf edildiği ancak iade edilmediği sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 9 adet 22 ayar takı bilezik (1.056,00 TL), 1 adet 14 ayar pres set (2.256,00 TL), 1 adet 14 ayar künye (940,00 TL), 1 adet yarım altın (330,00 TL), 21 adet çeyrek altın (3.465,00 TL), 200 dolar (444,00 TL), 100 avro (309,00 TL) ve 280,00 TL nakit para olmak üzere toplam 17.528,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet eşyalarının bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde, müşterek konuta girmesini önlemek için davalının kapı kilidini değiştirdiğini, eve giremeyeceğini telefonla bildirdiğini, bunun üzerine annesinin evine gitmek zorunda kaldığını, düğünde takılan hiçbir takıyı almasına izin vermediğini iddia ettiği, dinlenen ve hükme esas alınan davacı tanııklarının beyanlarına göre ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurularak dükkan açıldığının belirtildiği, davalı tanıklarının ise dükkanın kredi ile açıldığını beyan ettikleri görülmektedir.
İspat yükü üzerinde olan davacının, ziynet eşyalarının kapı kilidinin değiştirilmesi nedeniyle evde kaldığını ve götürülmesine engel olunduğu iddiasını ispatlaması gerekirken tanık beyanlarına göre ziynet eşyalarının daha önce davalı tarafından bozdurularak dükkan açıldığına yönelik beyanları birbiriyle çelişmektedir. Evde olduğu belirtilen altınların daha önce bozdurulması hayatın olağan akışına aykırılık teşkil etmektedir.
O halde; mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evde kaldığı iddiasıyla çelişkili olacak şekilde davalı tarafından bozdurulduğuna yönelik tanık beyanlarına itibar edildiği, mevcut çelişkinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, böylelikle davacının ziynet eşyalarının evde kaldığını ve götürülmesine izin verilmediğini ispat edemediğ görülmekle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.