Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19840
Karar No: 2017/5585
Karar Tarihi: 19.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19840 Esas 2017/5585 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/19840 E.  ,  2017/5585 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ile 2010 yılında evlendiklerini, düğünde yakınları tarafından ziynet eşyası takıldığını, davalının düğünden sonra borçlarını ödemek için ziynet eşyalarını istediğini, borçlarını ödedikten sonra yeniden alacağını beyan ettiğini, ardından bütün ziynet eşyalarını davalıya verdiğini, ancak iade etmediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde 5.000,00 TL nin dava tarihinden yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davacının iddialarının doğru olmadığını, ziynet eşyalarını talep etmediğini, düğünden iki gün sonra 27/09/2017 tarihinde davacının düğün öncesinden gelen kredi kartı borçlarını ödemek için ziynet eşyalarını bozdurduğunu, altın miktarının talep edilen kadar olmadığını, ayrıca lojmandan altınların çalındığına dair şikayetinin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davalı tarafından borçlarının ödenmesi için ziynet eşyalarının bozdurulduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyaları bedeli 5.000,00TL"nin dava tarihi olan 02/06/2014 tarihinden Itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynet eşyası bedeli olan 22.320,00TL"nin ıslah tarihi olan 12/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.

    Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
    Dosyanın incelenmesinde; davacının bildirdiği iki tanığın dinlendiği, tanık ....’ın “düğünden sonra tarafları görmediğini” beyan ettiği, tanık Halise’nin ise “Taraflar 2-3 gün sonra benim evime geldiler. Davacı kızım bana eşi davalının borçları nedeniyle altınları bozdurmak istediğini söyledi. Davacı kızım da manevi değeri olduğu için bozdurup satmak istemediğini söylemişti. Davacı da ben çok sıkışığım bana borç ver bunları sonra sana tek tek alacağım demişti. Taraflar 2-3 gün sonra tekrar benim evime geldiler. davacı kızım bana altınları eşine verdiğini, satarak bozdurduğunu söyledi. Davalı düğünde takılan tüm altınları bozdurmuş ve borçlarını ödemiş, Bozdurulan altınların değerini bilmiyorum. Davalı altınları tekrar alıp davacıya vermedi.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.
    Davalı taraf ise; ziynet eşyalarının davacı tarafından düğün öncesi borçlarını ödemek için 27/09/2010 tarihinde bozdurulduğunu savunmuştur. Dosyaya ibraz edilen davacıya ait kredi kartı bilgilerinin incelenmesinde; 28/09/2010 tarihinde 4 adet 2.000,00 TL+3.000,00 TL+ 1.000,00 TL + 1.500,00 TL miktarlarında davacının borç ödemesine bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Ayrıca; davalı taraf, davacıya ait ziynet eşyalarının çalındığına dair şikayetinin bulunduğunu iddia etmiştir. Söz konusu soruşturma dosyası incelendiğinde; şikayetin davacının annesi tarafından yapıldığı, davacıya ait lojmanda birlikte kaldığını beyan ederek altınların bu evden çalındığını belirtmektedir. Altınların çalınmasına ilişkin dosyada bulunan diğer husus ise; davacı ve kızı tarafından davalı aleyhine açılan .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/325 esas sayılı tazminat davasındaki 18/03/2015 tarihli 4. celsede davacı vekilinin “müvekkilimin evine hırsız girip altınları çalınmış” ifadesinde bulunduğuna ilişkindir.
    O halde; mahkemece açıklanan nedenlerle; davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davalının altınların davacı tarafından bozdurulup kredi kartı borcunu ödediğine dair iddiasına yönelik kredi kartı ödeme bilgileri ve davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasındaki davacı vekilinin müvekkilinin altınlarının çalındığına dair beyanın davalının iddialarını ispatlar nitelikte bulunduğu görülmekle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi