Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19525
Karar No: 2017/5596
Karar Tarihi: 19.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19525 Esas 2017/5596 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/19525 E.  ,  2017/5596 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalılardan Nihat Tugay"ın Honda marka aracı oto pazarında satışa çıkardığını, dava dışı ... isimli şahsın kendi adına aracı kapora vererek davalı ... Tugay"dan satın aldığını, araç maliki tarafından noter vekaletnamesi ile vekil tayin edilmiş olan dava dışı ..."ın vekaletname ile kendisine satarak devrettiğini, daha sonra aracı dava dışı ...."a sattığını, dava konusu aracın .... isimli şahsın elinde iken satışa esas dayanağın vekaletnamenin sahte olduğu gerekçesiyle aracın polis marifetiyle ...."dan alınarak davalı malik ...’e teslim edildiğini, bedelini ödeyerek satın aldığı aracın elinden alındığı için dava dışı .... da kendisine aracı satan davacı müvekkilden parasını talep ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 7.000,00 TL nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı ...; davaya konu satış işleminin Kadıköy 21 Noterliğinde noterlik başkatibi tarafından düzenlediğini, noterliğin bir kamu hizmeti olduğunu, yoğun çalışan bir işyerinde noterin veya çalışanların tüm özeni ve dikkati gösterdiği halde sahteliğin gerçekleştiğini, notere gelen kişilerin ibraz edilen belgelerin en uzman kişilerin bile zorlukla fark edeceği bir sahteliğe yol açması durumunda noterin sorumlu tutulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı Nigat Tugay; hiç bir şekilde belirtilen tarihte kimsenin aracını alıp satmadığını, belirtilen tarihlerde Siverek ilçesinde köyde olduğunu, İstanbul’da bulunmadığını, adına bir sözleşme ve vekaletnameden haberinin bulunmadığını, okur yazar olmadığını, imza atmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ...: iki yıl kadar önce maliki olduğu satmak için Sezgin isimli kişiyle anlaştığını, oto alım satım sözleşmesi yaptıklarını, notere gitmediklerini, aracı teslim ettiğini, ödeme yapmayınca arabayı geri istediğini, aracını başkasına kiraya verdiğini söylediğini, araca sigorta yaptırdığı kişilerin aracın plakasının kendi adına kayıtlı olmadığını söylediklerini, bunun üzerine Savcılığa müracaat ettiğini, daha sonra aracın yakalanıp kendisine teslim edildiğini, yapılan tahkikatta sahte kimlik çıkartılarak bu işlemin yapıldığı anlaşıldığını, iyiniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davalı ..."in araç maliki olduğu ve adına düzenlenen sahte vekaletname ile satışın davacıya yapıldığı, davalı ..."in bir kusurunun bulunmadığı, davalı ... Tugay hakkında açılan dava sebebi ile bir kusurunun bulunmadığı, davalı noter hakkında açılan ceza davasında da noterinde kusurunun bulunmadığı, ceza soruşturmaları ve kovuşturmalarının davalılar lehine sonuçlandığı, araç satışında aracı olan galeri sahiplerinin davacının aracını sattığı ...."a başka bir araç vermek sureti ile zararını ödedikleri, davacının da 2.el araç alım satım işleri ile uğraştığı ve davalılara atfedilecek kusurda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, dosya içerisinde yer alan 31/10/2007 tarihli ön oto satış sözleşmesi içeriğinden davaya konu aracın davalı ... Togay tarafından dava dışı ...’a satılmış olması ve davacının dava dışı ...’a yönelik talebi olmadığı anlaşıldığına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davalı noterin sorumluluğu yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava; Noterlik Kanunu"nun 162.maddesine dayalı noterin kusursuz sorumluluğuna ilişkin maddi tazminat davasıdır.
    Noterlik Kanunu"nun 1.maddesinde; noterliğin bir kamu hizmeti niteliğinde bulunduğu, hukukî güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendiren bir kurum olduğu belirtilmiştir.
    Görevi belge ve işlemlere resmiyet kazandırmak olan noterlerin yaptıkları işlemler dolayısıyla meydana gelecek zararlardan ötürü sorumlu tutulması bir zorunluluk olarak kendini göstermektedir. Hâlen yürürlükte bulunan 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde noterlerin hukukî sorumlulukları hüküm altına alınmış ve bu maddede kusurdan söz edilmemiştir. Bu sebeple noterlerin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. (Nart, Serdar, Noterlerin Hukukî Sorumluluğu, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt. 11 Özel s. 2009, s.425-452, Düzgün Aslan Ülgen, Noterlerin Meslekî Sorumluluk Sigortası s. 492, 494- Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C.XVII, Y. 2013, s. 1-2)
    Uygulamada; noterler aleyhine, en çok otomobil ve taşınmaz alım satımlarında meydana gelen zararlar bakımından dava açılmaktadır. Bu davalarda; aracın haksız zilyetleri tarafından kullanılan sahte kimlik, vekâletname veya araç trafik tescil belgelerinin sahteliğinin noterlerce ve çalışanları tarafından belirlenip belirlenmediği hususları araştırma konusu olabilmektedir. Tüm bu durumlarda noterin veya çalışanının kimlik veya belge üzerinde yeterli incelemeyi yapıp yapmadığı, dolayısıyla özen yükümlülüğüne uygun davranıp davranmadığı araştırılmaktadır. Noterin ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için araştırma ve aydınlatma görevi vardır. Noterlik Kanunu"nun 72.maddesine göre; noter, iş yaptıracak kimselerin kimlik, adres ve yeteneğini ve gerçek isteklerinin tamamını öğrenmekle yükümlüdür. Bu cümleden olarak noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlamasını ve tetkik etmesini yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken
    hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir.
    Yargıtay uygulamasına göre; belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur.
    Somut olayda; araç maliki ...’in kimlik bilgileri kullanılarak İstanbul 7. Noterliğinden 30/10/2007 tarihli ... adına sahte vekaletname düzenlendiği ve söz konusu sahte vekaletnameye istinaden davacının, ...’dan 34 FNY 76 plakalı aracı Kadıköy 21. Noterliğinin 02/11/2007tarih ve 39207 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile bedelle satın aldığı görülmektedir. Dosya kapsamından; araç maliki ... tarafından davacının aracı daha sonra sattığı .... aleyhine açılan araç mülkiyetinin tespit ve tescili davasının da kabul edilerek aracın malikine ait olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Resmi işlem yapma görevini üstlenmiş ve teknolojinin gelişmesi ile kimlik paylaşım sistemi gibi kolaylıklara kavuşmuş olan noterin daha fazla bilgi ve tecrübeye sahip olması nedeni ile daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmaktadır.
    O halde mahkemece; 1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162/2. maddesi uyarınca, noter katibinin eylemi ile davacının zararı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu ve zararın tazmininde, davalı noterin kusursuz sorumluluğunun olduğu kabulü ile yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi